“Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanlığı’na ADANA

Güzel ülkemde Büyük Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyete inanan, onun ilke ve devrimlerini yaşamanın ötesinde hayranı olan çağdaş bir gazeteci olmaya çalıştım.

Meslektaşlarımdan farklı olarak; okuma-düşünme-yazma konusunda kendi felsefemi oluşturmaya özen gösterdim.

Güzel Türkçem ve anadilimin olanaklarından yararlanarak, düşüncelerimi 20’den fazla kitapta toplamaya çalıştım. (Tamamına yakını Ç.Ü. Merkez Kütüphanesindedir. Kimisinde ismim ABDÜL, kimisinde ABDUL diye bilgisayara işlenmiştir.)

Ancak önüme konulan inanılmaz parasal zorluklar ve kulissel engellemelerle yazılarımda evrenselliği yakalamış olmama karşın; yayınlanmasında yerel kaldım.

Bir dönem de (Yedekten) yönetim kurulu üyeliği yaptığım Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’nden dileğim şudur; Bu mektup elinize geçtiğinde yani 2023’te güzel Cumhuriyetimizin 100.yılında büyük olasılıkla yaşamdan ayrılmış olacağım. Cumhuriyetine bağlı, ana dili Türkçe düşünen, okuyan, yazan birisi olarak kendimi bu devletin bahçesinde yetişen, fark edilemeyen meyveli bir ağaç olarak görüyorum. Düşünce isimli ağacımın meyvelerini oluşturan kitaplarımdan (BÜYÜK KİTAP, SEVGİ SENSİN, SEVGİYE YOLCULUK) önde gelenlerini uluslararası boyutlarda basılıp-yayınlatmanızı diliyorum. Benim üyesi olduğum Ç.G.C. ekonomik olarak sıkıntı çekiyordu.

Ama 2023’te Türkiye’de pek çok şeyin değişmiş olabileceğini hesaplayarak böyle bir dilekte bulunuyorum. Ekonomik sorunla değişmemişse; yeğenlerim bu konuda Cemiyetimize yardımcı olabilecek ekonomik düzeyde olmalılar. Onlardan yardım alınabilir. Çünkü bütün mirasımı onlara bırakmış olacağım.

Cenazemin Ceyhan’a 19 kilometre uzaklıktaki Yellibel Köyü’nde atalarımın yattığı mezarlığa gömülmesini yeğenlerime vasiyet ettim.

(Mezarım; babamın yanındaki aile mezarlığında yer alacak.)

Eğer bu gerçekleşmiş olursa, mezarımın yitmemesi için (yeğenlerim yaptırmamışlarsa) mini bir anıt mezar taşı yaptırmanızı diliyorum. Üstüne de (OKUDU-DÜŞÜNDÜ-YAZDI) notunu düşmenizi rica ediyorum. İnanıyorum ki; 100, 200 yıl sonra da düşüncelerim kendilerine yandaş bulacaklar.

Onlar benim mezarımı arayıp bulacaklardır. Eğer bu mektubumu aldığınızda ölmüşsem; cemiyetimizin birkaç yöneticisinin Ceyhan’ın Yellibel Köyü’ndeki mezarlığımı ziyaret etmesini diliyorum. Bu mektubu neden Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’ne yazdım?

Çünkü çocuklarıma ölümü sunmamak için yaşamı da onlara sunmadım, Evlenmedim…

Benim sevdiğim bir kuruluş, bir meslek örgütü olduğu için bu mektubu 2023’te Ç.G.C.yazdım.

Sonsuzluktan sevgiler, saygılar, mutluluklar dilerim.

Abdulkadir KAÇAR” MEKTUBA EK mektubunda ise şu görüşlere yerdi...

“Kitaplarımın ulusal boyutta yayınının sağlanmasıyla ilgili telif haklarını Ç.G.C. vermiyorum. Telif hakları; benim soyadımı taşıyan ya da ablalarımın çocuklarına aittir.

Yine; Ekspres Gazetesi’nde (ADANA BAB-I ALİSİ” yazı dizim vardı. 1980’li yıllarda Adana’da önemli gazeteci büyüklerimle söyleşiler yapmıştım. Bunlara daha sonraki yıllarda gerçekleştirdiğim, Güney Haber Gazetesi’nde; EROL ERK’in de anılarının eklenerek yayınlanması, toplumun bilgi havuzuna atılmasını diliyorum. Çünkü benim gazetecilik yaptığım dönemde ekonomik sıkıntılar yaşadığım için bu projelerimi gerçekleştirememiştim. Son olarak; Tarihi insanlık tarihi kadar eski olan Türkler’in bundan sonra da sonsuza kadar yaşayacaklarına inanıyorum. Ünlü kâhin Nostradamus; (CENGİZ HAN 21.YÜZYILDA YENİDEN TARİH SAHNESİNE ÇIKACAK) diye bir kehanette bulunmuştu.

Bu büyük millet ne zaman sıkıntıya düşse büyük Atatürk’leri, Cengiz Han’ları, Fatih’leri ve daha nice kurtarıcıları tarih sahnesine çıkarmayı bilmiştir.

Türk analarının millete böyle kurtarıcı sunma özellikleri diğer ulusların analarından her zaman üstündür ve inanılmazdır…

2002’den Cumhuriyetimizin 100.yılı olan 2023’e selam olsun… 5 Eylül 2002 Abdulkadir KAÇAR”

(Bu mektubum PTT’NİN 2002 yılında CUMHURİYETİMİZİN 100 YILINA MEKTUP kampanyası nedeniyle yazılmıştır... 1 Kasım 2023 günü Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir’ e ulaştı...)