Kuşların şarkılarını, baharın çiçeklerini, hayatın nefesini, düşlerin altın meyvelerini ister misin?

           Veya yorgun mu yüreğin?

           Kendinden kaçmaya mı ihtiyacın var?

           Sana bir mucize söyleyeceğim ve söyleyeceğim bu mucize ile hem yedi kat göğü hem de yeri sunuyorum sana.

            İçindeki boşluğu tahtından indirecek, geveze rüzgârın gülümsemesiyle kanatlanacak, hayatın tadına varacaksın; bir uçurtma olacak bedenin salıncaklarda, engin mavinin arzında dinleneceksin, inan bana. Öyle bir hazine ki sana söyleyeceğim bu mucize ellerini uzatsan tutabileceğin kadar yakın ama ne yazık ki farkında değilsin, farkında değiliz toplum olarak.

             İnsanın bu hazinenin farkına varabilmesi için sel mi olmalı ille de; köprüler, evler mi yıkılmalı; çığ mı kopmalı; toprak mı kaymalı, canlar mı yitmeli?

             Aslında her şey gözünün önünde: Elinde tuttuğun kalem, oturduğun sandalyen, sıran; kitapların, defterlerin, masan; odanda kapın, penceren; doğduğunda içine konduğun beşik, öldüğünde taşındığın tabut; ciğerlerini okşayan oksijen; kışın yakacağın, yazın ruhunu serdiğin gölgen…

             Bir martı huzuru tutacak gözlerinden.

             Toprağın altına saldığı kökleri ile topladığı suyu, yer çekimi kanununa karşı gelerek her dalına, her yaprağına hatta her tomurcuğuna eşit şekilde paylaştıran bir anne o, bir koca vatan, bir dünya… Ve her dalı ayrı bir kıta, her kıtada binlerce hayat. Kuşları, böcekleri, kelebekleri elleri ile besleyen dağ yürekli merhamet abidesi…

             Huzurun rengi o! Bir görümlük martı huzuru, aşkın somut hali.

             Kuşların şarkılarını, baharın çiçeklerini, meyvelerini ister misin?

             Veya yorgun mu yüreğin?

             Kendinden kaçmaya ihtiyacın mı var?

             Sana bir mucize söyleyeceğim ve söyleyeceğim bu mucize ile hem yedi kat göğü hem de yeri sunuyorum sana.

              Daha da ileri gideceğim; ölümsüzlüğü sunuyorum!

              Ölümsüz olmak ister misin?

              O halde bir fidan dik! Kod adı mucize.

              Göreceksin, nasıl yeşerecek düşleri çocukların!