Son dakika sanat haberlerine hemen hemen her gün söyle bir göz gezdiririm. Son zamanlarda en çok etkilendiğim olay; tasarımcıların bu İsrail Filistin olaylarını ve özellikle Filistin’de yaşananları resimlerle tasarımlarla dijital platformlarda göstermeleri oldu. Renkler ve resimler o kadar çarpıcı ve o kadar güzel anlatılmış ki, sanki resimdeki çocuklar ağlıyor, acılarını tüm dünyaya haykırıyor ve savaşın acımasız yüzünü bizlere gösteriyor. Sanatın gücü burada ortaya çıkıyor işte. Sanat bazen anlatmadan, açıklamadan karşı tarafa bir resimle, bir oyunla, bir dansla ne demek istediğini sözlerden daha etkili ve çarpıcı bir biçimde anlatır. Bunun örnekleri o kadar çok ki: Öğrencilik yıllarımda gittiğim bir Atatürk konulu tiyatro oyununu unutamıyorum.  Oyunun finalinde gençlerin hepsi bir anda öyle bir şekilde Atatürk’e dönüp bakıyordu ki, ben sabaha kadar size burada Atatürk sevgimi anlatsam onlar kadar bunu hissettiremem ve o duyguyu geçiremem. Oyunu izleyen birçok kişi bunu iliklerine kadar hissetti ve anladı.  Artık oyun sonunda benim gibi, birçok seyirci kalkmış oyuncuları alkışlarken bir yandan da gözyaşlarını siliyordu. On seneden fazla oldu. Hala unutamıyorum. Dansta da bu durum aynı... Yine bir 29 Nisan Dünya Dans günü akşamında, çok sevdiğim dansçı bir çift arkadaşım, o güne özel hazırladıkları bir koreografiyi sergiledi. Dansın içinde tiyatro yaptılar. Dans ederek resmen konuştular diyebilirim ve sanki bir filmin başrolünü paylaşan iki oyuncu edasıyla danslarını tamamladılar. Finalde öyle bir alkış öyle bir kıyamet koptu ki, o anı görmenizi isterdim. Bütün salon resmen ayağa kalktı.  Sanat öyle bir dokunuş ki, konuşmadan bir bakışla, bir resimle, bir oyunla ya da bir müzikle size dünyaları anlatıyor. İşin güzel tarafı belki konuşarak anlatsanız o büyü kaybolacak, o etkiyi hiçbir zaman yaratamayacaksınız insanlar üzerinde. Ya da o an anlayacaklar fakat hemen unutacaklar. Ama sanat hissettiklerinizi asla unutturmuyor. O bu konuda çok güçlü.

Aramızda hala tam olarak bir sanat dalıyla uğraşamayan insanlar var.  Aslında onlarda farkında olmadan sanatı tam tanımadan yine de sanatı kullanıyorlar ve yaşatıyorlar hayatın içinde... Mesela sevdikleri için keman çalıyorlar. Onlara sürpriz bir yemek yapıyorlar. Ya da çok istedikleri bir tiyatro oyununa bilet alıyorlar. Dansa kaldırıyorlar ya da şiir okuyorlar. Bütün bunların hepsi doğrudan değil ancak dolaylı ve daha etkili bir yoldan ‘seni seviyorum’ demektir aslında. Bu kuru bir ‘seni seviyorum’ sözünden daha etkili, daha unutulmaz ve romantiktir ve tabii ki her çiftin hoşuna gider.

Ben dans derslerinde de öğrencilerime buna benzer birçok örnek veriyorum. Bazıları, ‘hocam konuşarak anlatamıyoruz. Nasıl bunu resimle, müzikle anlatacağız ki’ diyor. Bende diyorum ki, bazen bir kelimenin bir cümlenin anlatamadığı şeyi bir renk, bir hareket, bir müzik çok etkili bir biçimde anlatır. Nasıl diyorlar yine. En çok sevdiğiniz filmleri düşünün diyorum. Öyle bir sahne var ki filmde,  çok can alıcı, çok hoşunuza gidiyor. Evet diyor herkes. Peki şimdi aynı sahneden müziği kaldırın tamamen diyorum. Aynı şekilde etkileniyor musunuz? Birçok kişi o an ne demek istediğimi anlayıp gülümsüyor. Sizlerde aynı testi uygulayabilirsiniz. Romantik ya da heyecanlı çok sevdiğiniz sahnelerden müzikleri kaldırın aynı his uyanacak mı içinizde? İşte sanat öyle bir etki, öyle bir düş ki. Hiçbir sözlü anlatım aslında yerini tutmuyor. 

Sağlıcakla kalın. Sanatla kalın.

Haftaya görüşmek üzere…