Büyüklerimizin sevdiğim laflarımdan bir diğeri de: Öfke gelir göz kızarır öfke gider yüz kızarır. Bugünlerde sosyal medyada haberlerde ve birçok yerde gördüğümüz şiddet olayları hep öfke kontrol bozukluğundan ileri geliyor. Maalesef devam eden zor ekonomik şartlar, havaların sıcaklığı insanların sağlık sorunları ve geleceğe dair umutların eskiye nazaran daha da azalması insanları öfkeli yaptı.

Ancak bu bir çare değil. İnsanların aklını başına toplaması ve gerçekten akılcı düşünüp hareket etmesi lazım. Ama bizler maalesef öfkeye yenilmeyi bir güç bir üstünlük olarak görüyoruz herhalde. Bu manada maalesef toplumda inanılmaz bir yozlaşma var. Üçüncü sayfa haberlerine bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız.

Çok üzücü olaylar okuyorum. Üstelik yapılan şiddet genellikle aile içi oluyor. Anne baba ve çocuklar arasında olan okuduğum olaylar beni daha çok üzüyor. Ne ara bu hale geldik. Neden bu şekilde davranır olduk. İnanın aklım almıyor. Psikoterapi görenlerin daha çok bu öfke kontrol problemleri üzerinde eğitim aldıklarını biliyorum.

Umarım herkes her durumun bilincinde olurda ona göre hareket eder.  Arkadaş çevremle ve öğrenci çevremle yaptığım sohbetlerde genellikle onlara ufak tavsiyeler verirken bu konularda da dikkatli olmalarını öneriyorum. Kimseyle bir tartışmaya girmeyin. Eğer çok sinirliyseniz ortamı kısa süreliğine terk edin. Derin nefesler alın ve farklı şeylere odaklanın.

Ben bu tavsiyeleri sık sık veriyorum. Elimden geldiğince de uyguluyorum. Hepimiz insanız elbette kızıp öfkeleneceğiz yeri gelince kahkaha atacağız yeri gelince tartışacağız ancak her şey kararında olacak. Öyle de olması gerekiyor. Unutmayalım.

Sağlıcakla kalın. Haftaya görüşmek üzere…