Farkında değil misin, kaç zamandır derin bir boşluğun içinde yüzüyorsun. Öldüm öldüm dirildim. Ruhun kadavra, beni tanıma! Kendinden sıvışıp emekleyerek kaçmalısın denize. Tek deniz paklar seni. İfşa edeceğim hislerini, kirlilerini pazara çıkaracağım. Kasırga vuracak eklemlerinin lacivert destesini. Puro kiralamak şatafat dengesizliği. Okyanuslar kanatlarını yakan hissizliğin gölgesinde delirir elbet! Kuşlarını öldürdünüz sabahlarımızın.

Güle sedye değil sen yıldızsın hasta. Bekâr besmele sesi çalınmış dua, ürkütmek ister miyim kuyudaki sürgün kaçamakların dengesizliğini. Her çığlığım bir çağa bedel, ötekileştirilmiş şiddetin kuşluk vakti değişir elbisesi. Aman Tanrım! Şu depremin içimizdeki derin boşluğu yakıyor yıldızlarını gözlerimizin. Kriz masası kurulmuş kurguda, beynim anlamsız kaçışların durağı şu aralar. Hani benim masa başında kitaplara düşmüş uykusuzluğum, göz kapaklarıma yaslanan paragraf soruları… Dört yanlış bir doğruyu neden götürür ki?

Rüzgâr en önde kimin için koşar atlara? Atlar kimin için çatlatır ruhunu? Bitiremedin mi öykülerini, hadi yenisini yaz istersen. Masa üstünde gelin çiçeği, dolapta öğle yemeği, duvarda sesi çıkmayan çığlıkların intikam yeminleri kalmış… Neye yazar, camı kapatın duyularınızın, çekin perdelerini… Psikolojik ilk yardım ölmezsen gereklidir, öldüğünde kefen bile bulamayacak yakınların.

Farkında değil misin ey şair; kaç zamandır derin bir boşluğun içinde ruhundaki fırtınaların ayak sesleri ile ölüm kalım mücadelesi veriyorsun hayatla? Farkında değil misin? Kendinden kaçmalısın, hiç durma! Ama nasıl? Sessiz ve sakin bir kapı aralığı, muhtemel pişmanlığın kuytularında eki eli bağlı huzurun enkazında yer ayarlamakla olmuyor şiir şahikası. Zirveye ölümle çıkmış Nesimi… Ey Nesimi, can Nesimi, yedi cihana sultan Nesimi; Halkın sesi Hakkın sesidir. Bir sen kaldın bir ben kaldım Hakkın sesi, can Nesimi!

Minnet Eylemem

Har içinde biten gonca güle minnet eylemem
Arabî, Farisî bilmem dile minnet eylemem
Sırat-ı Müstakim üzre gözetirim Rahim'i
İblisin talim ettiği yola minnet eylemem...

Bir acayip derde düştüm herkes gider kârına
Bugün buldum bugün yerim, Hakk kerimdir yarına
Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına
Rızkımı veren Hüda'dır kula minnet eylemem...

Ey Nesimi can Nesimi ol gani mihman iken
Yarın şefaatkârım Ahmed-i Muhtar iken
Cümlenin rızkını veren ol gani Settar iken
Yeryüzünün halifesi hünkâra minnet eylemem...

Nesimi