Türkiye ekonomisinin üç yıllık yeni yol haritası (OVP) Orta Vadeli Programı 2025 – 2027 açıklandı. Buna göre halkın vergi yükü artarken, devlet faiz borcu ödenmeye devam edecek, büyüme düşecek.

       OVP açıklamasında, enflasyon beklentisi yüzde 33’den, yüzde 41,5 yükseltildi. Toplanacak her 100 TL verginin ise 17 TL’si faiz borcuna gidecek. Sıkılaştırmanın nedeniyle küçülme sürerken, işçi çıkışları ve esnek çalışma modeli getirilecek. İşsizlik artarken, iş arayanların sayısı da katlanacak. Bugün iş arayanların yüzde 53’ü üniversite mezunu oluşturuyor. İş bulanlar ise hayal ettiği ücretin çok altında çalışmak zorunda kalıyor. Buna işveren ve sanayici, yetersiz üniversite eğitimlerinin neden olduğunu söyleyip, beceri eğitimlerinin arttırılmasının bir nebze çözüm olacağını söylüyorlar.

       ORTA VADELİ HAYAL

       Ekonomi yönetimi olmasını hayal ettiği programı açıkladı. Nereye nasıl varılacağının yolunu göstermedi. Yalnızca hedefi, varılması gereken noktadan bahsetti. Anormal bir şekilde artan fiyatların nasıl düşeceğini söylemedi. Enflasyonla mücadele için tüketimi kısın demek, üretimi de azaltır. Böylece işsizlik ve sefalet artar. Açıklamada işsizliği nasıl çözeceklerinden söz edilmezken, işsizliğin düşeceğini öngörmüşler. Bu şaşkınlık mı?

       Şimdiki yaşadığımız toplumun en alt katmanı olan işçiler, asgari ücretliler, işsizler, en üst yapılanmayı bozmazsa ve bu ekonomik düzen sürdükçe rahat etmezler. En üst tabakaya yarayan ve israfın sonucu bu kötü tabloya gelinirken, burjuvazi yeterince elini taşın altına koymadı. İktidar ekonomik anlamda gerekli adımları atmakta gecikti. Bugün öğrencilerin yurt ücretleri büyük kentlerde 20 bin TL ulaştı. Birçok kentte öğrenciyi barındıracak yurt yetersiz. Kitap – kırtasiye ve okul giyim ücretleri yüzde 100 arttı. Çay kur çaya yüzde 18 zam açıkladı. Çayın kilosu 262 TL oldu. Muhalefette bir türlü çözüm üretecek ekonomik modeli açıklayamadı. Kısır döngüde bazı belediyeler emekliye ucuz yemek, emekliye 2 TL’ye çay, ihtiyaç sahibine Kent kart vb. halkı uyutma yolunu seçti. Bunlar onların çaresizliğini gösteriyor. Bu sorunları çözmek değil ötelemektir. Ezilenler sefirleşirken toplumun tepesi daha çok zenginleşiyor. İktidar da, muhalefette sorunları kısa vade de çözecek program sunamıyor.

       Sonbahar ile birlikte serin günler başlıyor. Halkımız soğuyan hava ile yakacak tüketmeye başlayacak. Belki de 3 bilemedim 5 ay sonra iflaslar başlayacak. Halk zamlarla, yağan yağmurla ıslanacak.       Bugünlerde dillerden düşmeyen Halk ozanı Hasan Hüseyin, Aşık Veysel ve kul Himmet’e ait, Gafil gezme şaşkının şiirinin ilk iki kıtası ile yetiniyoruz.

Gafil gezme şaşkın bir gün ölürsün
Dünya kadar malın olsa ne fayda
Söyleyen dillerin söylemez olur
Bülbül gibi dilin olsa ne fayda

Sen söylersin söz iç'in de sözün var
Çalarsın çırparsın oğlun kızın var
Şu dünyada üç beş arşın bezin var
Tüm bedesten senin olsa ne fayda