Bir bayram oluyor, giderken kaza, gelirken kaza… Onlarca insan hayatını kaybediyor, onlarcası yaralanıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün aldığı bu kadar önleme rağmen, yaptığı uyarılara rağmen, yoldaki işaretlere rağmen kazaların önüne geçilemiyor.
Neden geçilemiyor.
Çünkü biz rahatımıza çok düşkünüz ve kural tanımıyoruz. Polisi görünce emniyet kemeri takan bir sürücüden ne bekleyebilirsiniz?
Polisi görünce özel halk otobüsünün kapısını kapatan, emniyet kemerini takan, elindeki sigarasını söndüren sürücüden ne bekleyebilirsiniz?
Adana'da otobüste ücret ödemek için ayağa kalktığı sırada açık bırakılan kapıdan 24 Nisan günü aşağı düşerek ağır yaralandıktan sonra kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden yaşlı kadın gözyaşları arasında toprağa verildi.
Kapı kapalı olsaydı, bu kadın o otobüsten düşer miydi?
Kimse bunun hesabını sormuyor ve ölen öldüğüyle kalıyor. Eşi, oğlu, kızı diğer akrabaları acısıyla baş başa kalıyor.
Adana çok sıcak diye klima açılmıyor ya da polis denetimine denk gelirse klima açılıyor.
Yalan mı? Hayır…
Kazalar karşısında üzülmemek için vatandaş olarak üzerimize düşeni yerine getirmeliyiz. Gerekirse şoförü biz uyarmalıyız kapısını kapatması konusunda. Klimayı açması konusunda biz uyarmalıyız.
Ücret ödemek için ayağa kalktığı sırada açık bırakılan kapıdan düşen siz de olabilirdiniz herhangi bir yakınınız da olabilirdi. Bu yüzden böyle bir olay karşısında daha duyarlı olmamız gerekiyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü her otobüs sürücüsünün yanına bir tane trafik polisi oturtamaz ki… Bir de kaza olduktan sonra iş işten geçiyor.
Kaza olmadan önlem almak gerekiyor.
Elbette bu konuda odalar da gerekli uyarıları yapıyordur. Kazasız günler dileriz.