Zihnimiz hayal kurmayı çok sever. İçinde bulunduğumuz dünya hayal gücüyle dönüyor. Bugün kullandığımız teknoloji, bilim, ulaşım, haberleşme ve daha birçok alana etki eden hayal gücünün dünyamıza yansımaları muazzam seviyelerde. Doğduğumuzdan bu yana bizlere imkansız gibi gelen şeyler hayal gücüyle başarıldı. Geçmişte ‘hadi oradan olur mu öyle şey ‘ şeklinde tepki gösterilen birçok şeyi bugün yaşıyoruz. Hayal kuran zihinler sadece çevresini etkilemekle kalmıyor. Dünya üzerinde yaşayan başka milletlerden insanları da etkiliyor.
Hayal gücü bugün sanata edebiyata da etki ediyor. Edebi eserlerin çocuklar tarafından sunulması onların hayal gücüne bırakılıyor. Nasıl daha etkili vurgulu ve kendilerini ifade eden bir dil kullanıyorlarsa, bunu kendi hayal dünyalarına borçlular. Hayal gücü isteklerimizi gerçekleştirirken bizlere de mutluluk hormonu salgılatıyor. Böylece zihnimiz de daha iyi çalışıyor yaptıklarımızdan daha çok verim alabiliyoruz.
Sanatçılar sahne tasarımından tut takı tasarımına kadar mobilyacılar mobilya desenlerinden, ahşap kesimlere kadar hatta araba ve uçak tasarımı yapan mühendisler dahi bu kullandığımız makinaların iç tasarımlarından iç mekanizmalarına kadar en ince detaylarda dahi hayal güçlerine başvuruyor. Onların geleceğe ve ihtiyaçlara yön veren buluş misali tasarımları kendi hayal güçlerinden ileri geliyor. Ne muhteşem değil mi ? Bundan belki de kırk yada elli yıl sonra şu an hayal bile edemeyeceğimiz araçlar kullanıp, inanması güç evlerde oturuyor olacağız belki de.
Dans da hayal gücü var mı diye soran öğrencilerime de buradan cevap vereyim. Hayal gücünün en güzel tarafı dans da kullanılandır. Sahne sanatlarıyla uğraşan amatör yada profesyonel herkes hayal gücüyle hareket eder aslında ve ağızlarından dökülen sözcükler onların aklından geçen birkaç dakika sonrasını bize resmeder. Dans ederken müzik ve partner dışında hiçbir şeye odaklanmadan sadece dansı düşünerek yapılan koreografilerde hep hayal gücüyle bir adım ötesine geçilir. Hayal gücüyle ve müziğin bizlere verdiği ilhamla koreografileri oluşturuyoruz. Ben kendi hayalimde canlandırdığım filmi onlara anlatırken onlarda kendilerinin düşündüğü koreografiyi anlatıyorlar ve sonuç olarak ortak bir noktada birleşiyoruz. Zaten dansın en heyecan verici noktası hayal kurulması en güzel ve en zevk verici sanat olmasından kaynaklanıyor bana göre…
Çiftler yada öğrenciler dans ederken kendi filmlerini çekiyor kendi adımlarıyla arzu ettikleri şekilde dans ediyorlar. Müzik ve ambiyans ve zaman zaman bulunduğunuz ortama göre misafirler, sahne gibi detaylar sizlerin daha güzel planlar oluşturmasına ve şahane çalışmalar çıkarmasına sebep oluyor. Yeter ki kafanızdaki olumsuz düşünceleri atın ve o an’a odaklanın. Unutmayın. Bugün imkansız gibi görünen şeyler hayal gücüyle başarıldı. Ve dünyayı güzelleştiren hayal gücüdür.
Sağlıcakla kalın. Sanatla kalın.
Haftaya görüşmek üzere…