Hayat sadece okulla ve alınan diplomalarla yürümüyor. Hayatın kendisini öğrenmek lazım. En önemli şeylerden bir tanesi de insanlarla iyi ilişkiler kurabilmek. Bakın dikkat edin. Hangi işi yapıyorsanız yapın eğer çevrenizdeki insanlarla iyi ilişkiler kurabiliyorsanız, seviliyorsanız. Siz o işte diğerlerinden hep bir adım öndesiniz demektir. Bu özellik sizi çok çok önlere geçirir emin olun. Bugün uzmanları dinliyorum. Onların hayata dair gençlere dair yaptıkları konuşmaları takip ediyorum. Hepsi bu noktada birleşiyor. Bende kendi tecrübelerimden yola çıkarak bunun doğru olduğunu düşünüyorum. Çocuklarımıza iyi ve sağlıklı ilişkiler kurmayı öğretmemiz lazım. Bugün birçok anne ve babaya bakıyorum. Ders çalışsınlar, dersleri iyi olsun. Sınavları iyi olsun diye çocukların üzerinde müthiş bir baskı kuruyorlar. Elbette derslerinde iyi olması lazım ancak bu yaptıkları baskıyı ve dayatmayı çok da doğru ve sağlıklı bulmuyorum. Hayatta mutlak başarı buradan geçmiyor. Bırakın çocuklarımız arkadaşlarıyla iyi ilişkiler kursunlar. Farklı insanlarla arkadaşlık edebilsinler. Konuşabilsinler, espri yapabilsinler, gülebilsinler.
Akşam okuldan geldiklerinde onlarla sohbet edin. Neler yaptıklarını günlerinin nasıl geçtiğini sorun. Nelere mutlu olmuşlar ya da neler onları sıkıp üzmüş. Hangi arkadaşlarıyla iyi anlaşıyorlar veya öğretmenleri bugün onlara neler söyledi gibi… Birçok detayı sorun. Bu soruları sorarken tatlı bir sohbet ortamı yaratın. Hem sizinle konuşmaktan keyif alsınlar hem de o gün sizlere yaptıklarını hissettiklerini gülüp düşündüğü şeyleri anlatsınlar. Ailecek yapılan sohbetlere bakıyorum. Birçoğunda büyükler kendileri konuşuyor. Ama burada amaç çocukları konuşturmak. Çocuklarımızı ne kadar dinlersek, onların gözlerinin içine bakarak ne kadar onları anlamaya çalışırsak onlarla o kadar iyi ilişkiler kurarız. Lütfen onları konuşturun.
Günümüzde devamlı surette çocuğu ders diye kısıtlayıp, odasında oturtmak, dışarı çıkmasına izin vermemek, sosyalleşmesini engellemekle onu daha başarılı yapamayız. Onların dünya ile ilişkisini kısıtlamayın. Şunu unutmayın bir çocuk sorumluluğunu biliyorsa her ne olursa olsun dönüp dolaşıp onu yerine getirecektir. Yeter ki bilsin, öğrensin. Ona güvenin, ona sevginizi gösterin ve gerisini ona bırakın.
Bugün dans derslerini izlemeye gelen yada benimle konuşmak isteyen birçok veli var. Haliyle çocuğuyla ilgili endişe duyan, ‘Nasıl yapalım hocam ?’ diye danışmak isteyen anne babaları da çok iyi anlıyorum. Öncelikle kendi çocuğunuzu iyi tanıyın ve ona güvenin diyorum birçoğuna. Çocuklara sınır koymamak kadar sınır koymak da çok tehlikelidir bana göre. Eğer bir şeye hayır diyorsanız ( ki bence tabii ki dememiz gereken durumlar var) bunu çok iyi düşünüp kararlı bir şekilde söylememiz gerekiyor. Eğer bir şeye hayır diyorsanız o daha sonra evete dönmemeli. Kararlı olmalıyız. Ivıra zıvıra hayır demek yerine önemli şeylere kararlı bir şekilde hayır demeliyiz ki; çocuk da içinden annem ya da babam buna hayır diyorsa demek ki bir bildiği var demeliler. Bunlar benim kendi tecrübelerimden, takip ettiğim ve okuduğum uzmanlardan edindiğim bilgiler. Bu liste daha çok uzayıp gider. Ancak tabii ki en çok sorulan ve en çok paylaşılması gereken noktaları sizlerle paylaşıyorum. Bunların hepsinden evvel çocuklarınıza sevgi ve şefkat gösterin. Onlara değer verin, onların kendini değerli hissetmesini sağlayın. O zaman göreceksiniz ki başarısız ve mutsuz çocuk yok.
Sağlıcakla kalın. Haftaya görüşmek üzere…