Yeni bir yıla girdik ama…
Adana’da elektrikli sobanın devrilmesi sonucu çıkan yangında dumandan etkilenen anne, baba ve ikiz çocuklardan biri hayatını kaybederken, diğer çocuğun hayati tehlikesi devam ediyor.
Yeni yıla girdik ama…
Adana'da yeni yılın ilk gününde 1'i kadın 2 kişi intihar etti.
Herkes yeni bir yıla umutla girmeye hazırlanırken Çukurova ilçesine bağlı 100. Yıl Mahallesi'nde K.Y. adlı kadın, oturdukları apartmanda hayata veda etti. Bir diğer olay ise Seyhan ilçesine bağlı Şakirpaşa Mahallesi'nde meydana geldi. A.A. isimli adam, yeni yılın ilk saatlerinde yaşamına son verdi.
Hani Komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildi.
Aramızdan ayrılan bu insanlara gidip bir gün, “Komşum komşum evde misin?”, “Nasılsın, iyi misin?” diye sorduk mu?
Evine gidip bir bardak çayını içtik mi, halini gördük mü?
Eğer biz komşuluk görevlerimizi yerine getirseydik, belki de bu insanlar da yeni yıla umutla gireceklerdi.
Mahalle olarak, muhtarlık olarak en azından insan olarak bu insanlara elimizi uzatsaydık, şimdi aramızda olacaklardı.
“Bana dokunmayan yılan bir yaşasın” demekle olmuyor. Komşun eksilince sen de yalnız kalıyorsun, yüreğin yanıyor.
İnsan, tek başına nereye kadar insan?
Yeni yıla girerken bu acı haberleri duymak, yaşamak kolay değil.
Elbette kimse yağ içinde börek yaşamıyor hayatı, kendi şartları da zor ama komşuluk duygusunu hissettirmek çok önemli.
Varsa bir sıkıntısı sen vatandaş olarak bir şey yapamıyorsan muhtara söylersin, muhtar kaymakama, emniyet müdürüne, devlet var, devlet! Devletin ve belediyelerin sosyal yardım kurumları var.
Bu devlet kimi aç susuz bırakmış ki sizi bıraksın?
Komşularınıza sahip çıkın, gidip kapısını çalın halini hatırını sorun varsa bir sıkıntısı yardımcı olmaya çalışın.
Elbette onurlu insan dil verip söyleyemez acısını, derin acılar dilsizdir.
İşte komşuluk böyle dönemde belli olur. Günlerdir evden çıkmıyorsa, kimseye selam sabah vermiyorsa bir sıkıntısı vardır elbette.
Bu konuda muhtarlara da büyük sorumluluklar düşüyor. Mahallende bir insan yaşamına son verecek kadar acizse, muhtaçsa sen muhtarsın ve devletle köprü vazifesi görerek o insanı yaşadığı çaresizlikten kurtaracaksın.
İşte kışı yaşıyoruz.
Kimin odunu sobası yok bunu bir muhtar olarak bilmek zorundasın. Kimin tenceresi kaynamıyor, kimin hastası var, bunu bilmek durumundasın.
İşte o zaman yeni yıla huzurla girer tüm insanlar, paylaşınca mutlu olur toplum.
Siz de paylaşın ekmeğinizi, dostluğunuzu, selamınızı… Mutluluklarınızı paylaşın.
“Komşum komşum evde misin?” diye bir sorun komşunuza bakın dünya kendiliğinden nasıl güzelleşiyor.