Son yıllarda Dünya etrafında yaşanan her felaketi kadere bağlayan bir toplum ile karşı karşıyayız.
Halbuki, her şeyin bir bilgisel anlamda açıklaması var. Eğer sen bilerek gidip kamyonun altına giriyorsan o kader değildir Dikkatsizlik ve uykusuzluktur. Ülkede son zamanlarda insanları din ile avutan bir düşünce peyda oldu. Sonrası malum insanları bununla uyuşturup arka kapıdan ceplerini dolduran bir dolu insan var. Son yıllarda artan fahiş hava sıcaklıkları ve iklim değişikliklerin hepsi insan oğlunu hataları ile oluşan nedenlerdir. Mesela sera gazları, egzoz gazları veya ısınma derken kömür ve bilumum yakıtların Dünya’ya ne kadar zarar verdiğini kim kaç kişi biliyor! Haziran ayında yağan kar ve yağmurun bir izahı vardır. Bu kader değildir!
*****
Gelişmiş ülkeler Dünya’yı Fütursuzca kullanıyor ve suçsuz insanların geleceğine yönelik tehlikeler arz ediyor. Nasıl mı? Çıkar ilişkileri ve petrol kavgaları sonucu gelen savaşlar atılan bombalar hem insanları öldürüyor hem canları alıyor. Bunun en büyük örneği Irak savaşı, Suriye iç savaşı ve Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı. Bu kadar acımasız savaşlar sonucu insanlar ölürken diğer Dünya insanların bunu izlemesi çok garip. Bugün küresel ısınma devam ediyor, son hızla. Özellikle 1,5 santigrat derece dediğimiz bir eşik var ve dünya hızla o eşiğe doğru ilerliyor. Yani 2050 yılına kadar 1,5 santigrat derece daha yükselirse dünya ısısı, buzulların erimeye, deniz seviyeleri yükselmeye devam edecek. “İklim değişikliğinin bize en çok yarattığı zararlardan birisi son dönemlerde yaşanan sel felaketleri. Son dönemlerde Ankara’da yaşanan sel felaketi ve özellikle Batı Karadeniz’de meydana gelen yoğun yağışlar, değişen hava olayları nedeniyle çok hızlı bir şekilde sel felaketleri getiriyor. Sel felaketlerine sadece insanlarımız değil, hayvanlarımızı da kaybediyoruz, canlılar yok oluyor, ekosistem değişiyor. Oralarda heyelanlar da meydana geliyor toprak örtümüz, bitki örtümüz de aslında zarar görüyor. Dünya çapında baktığımızda iklim değişikliğinin en büyük nedenlerinden biri de iklim göçü. Üzerinde en çok duracağımız konulardan biri bu. Hal böyle olunca 53 ülkede 193 milyon insan ölümle baş, başa. Bundan daha büyük tehlike var mıdır? Ve bunun adı kader değildir.
*****
Ülkemizde tarım sektöründe çok ivedi bir şekilde olağanüstü hal ilan edilmeli. Bununla ilgili bölgeler belirlenmeli. Yanlış tarım uygulamaları ülkemizde yer altı sularını bitirme seviyesine getirdi, her yıl 1 metre yer altı suları bitiyor. Burada en önemli olan nokta, tarımın uygulanacağı alanda doğru tarım ürünlerinin uygulanması. O bölgelere belli tarım ürünleri ekilecek. Savaş çıktı Ukrayna’da, ne diyorlar; Ukrayna dünyanın tahıl ambarı. Niye dünyanın tahıl ambarı olsun ki Ukrayna? Bizim o kadar verimli ovalarımız varken. Çukurova’mız var, Konya Ovamız var. Sonuç olarak başımıza gelen her şey kader değildir, insanları kader deyip uyutmanın bir alemi yoktur, bazı şeyler ilim ile açıklanırken neden bizi uyutmaya çalışıyorlar ki?