Mutluluk nedir?

Bu soruya 8 milyar

İnsan farklı yanıt verir...

...

18 yıldan beri,

TRT Haber Kanalında,

Yayınlanan efsane program 

“ÖMÜR DEDİĞİN”E

Mayıs ayı içinde,

Konuk olmuştum...

...

Evimde, merkez parkta,

Taş köprüde 7 saati aşkın

Kayıtlarla hayatımın,

Belgeseli yapılmıştı...

...

7 Mayıs 2023 tarihinde de

Cumartesi saat 21: 00 de

Programım yayınlandı...

...

Hayatını adadığı mesleğini,

Sevgiyle, sevdayla ve aşkla,

Yapan Zeliha İlhan Doymuş,

Hanımefendinin mutluluk,

Yönelttiği sorusuna yanıtım

Şöyle olmuştu;

...

1-İnsanın mutlu olması için

Yaptığı işine hayatını adamalı...

2-Geride kalan hayatına baktığında,

Pişmanlık duymamalı...

3-Bilinçaltı olan düşünce evrenini,

Kusursuz şekilde yönetebilmeli;

4-Daha da önemlisi beden

Ve ruhuyla barışık olmalı...

...

“ÖMÜR DEDİĞİN” programımda,

Dün söylediklerime bu gün

Daha da çok inanıyor,

Daha çok değer veriyor,

Tamamen evrensel olan,

Bu düşüncelerim her insan

İçin geçerli olduğuna da inanıyorum...

...

Çünkü ben hayatım boyunca

Gazetecilikten başka,

Hiçbir meslek düşünmedim,

Başka hiçbir meslek yapmadım

Mezara kadar varlığımı adadığım

Medya görevimi, severek,

Sevdayla aşkla, 

Her anını sevinç ve coşkuyla

Yaptım yapıyorum...

...

Günümüzde akıllı insanlarca,

Mutlulukla ilgili

Olarak uygulanan,

En son akım ise hayatımın,

Ayrılmaz bir parçası oldu,

Mutluluğuma yenilerini kattı...

...

Uygulama şöyle yapılıyor;

-HER GÜN KENDİNE

BİR SAAT AYIR...

Canın ne istiyorsa onu yap...

Ben zaten tüm zamanımı

Tamamen mesleğime adadım,

Tüm zamanımı kendime,

Adadım ve böyle yaşıyorum

Yukarıdaki bu düşünce,

Karakterimi tam anlatıyor...

...

Kendime ayırdığım,

Bir saatlik bu özel ve de güzel,

Zamanımda şöyle yapıyorum,

Bazen telefonumu evimde,

Bırakıp arkama bakmadan

Dışarı çıkıyorum...

...

Canım ne istiyorsa,

Nereye gitmek istiyorsam,

Ne yapmak istiyorsam,

Ne yemek istiyorsam,

Neye ihtiyacım varsa,

Hemen ona yöneliyorum...

...

Bazen şehir içi otobüslerle

Uzun seyahatler yapıyorum...

Çok uzun yürüyüşler yapıyorum,

Bazen AVM’ lerdeki,

Ünlü kitapçıları dolaşıp,

En son yayınlanan eserleri

Satın alıyorum...

...

Ya da uzun bir süre bankta oturup,

Zaman isimli nehirde,

Bir yandan bir yana,

Hızla akıp giden zamanla

Durmadan hareket eden,

Her türlü araçları izliyorum,

Gelip geçen yürüyen,

Koşan insanların beden dilini okuyorum,

Onların yürüyüş şekilleri,

Attıkları adımları,

Karşılaştıkları diğer insanlarla

Olan iletişimlerinden düşüncelerini,

Anlamaya çalışıyorum...

...

Arada bir kendimi ödüllendiriyor,

Dondurma alıyorum,

Ya da bisikletimle dolaşıyorum,

Her ne yaparsam yapayım,

Kendimle baş başa kalmamın,

Tadını doyasıya çıkartıyorum...

...

Kendime ayırdığı en özgür zaman

Dilimim bazen yarım günü buluyor,

Bazen 30 dakikadan az olabiliyor,

Kendimle baş başa kalmak,

Kendimden dışarı çıkmak,

Beni inanılmaz rahatlatıyor,

İnanılmaz şekilde mutlu ediyor...

...

Bu zaman dilimlerinde,

Arada ıslık çalıyorum,

Bazen çok eski güzel şarkı,

Türkü, pop müzik ne gelirse

Aklıma onları mırıldanıyorum...

...

Yani en mutlu olup,

Yazdıklarıma daha evrensel,

Daha özgün boyutlar,

Seçkinlik ve üstünlük kazandırmak

İçin kendimi aralıksız

Aralıksız gözlüyorum,

Ödüllendiriyorum, 

Eğlendiriyorum,

Ama disiplinli şekilde,

Okuma, düşünme, yorumlama,

Yazma ve üretime 

Devam ediyorum...

...

Hayatımı adadığım medya,

Mensupluğumun gereği olan,

Bu çalışmalarıma beden

Ve ruh sağlığım yerindeyken,

Birbirinden farklı çok sayıda,

Ürünler ortaya çıkartmaya,

Aralıksız devam ediyorum...

...

Bu arada küçük bir not şöyle;

Google amcaya,

ÖMÜR DEDİĞİN 307 yazarsanız,

TRT HABER KANALINDA YAYINLANAN

Belgeselime de göz atabilirsiniz...