28 Eylül’de Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin ile bir canlı yayın yapmıştık. Aslında bu yazının tamamı o programla ilgili olacaktı ancak yayının hemen ertesinde sabahın erken saatlerinde Çukurova ve Seyhan Belediye çalışanlarına yönelik gerçekleştirilen ‘rüşvet’ operasyonları konuyu biraz evriltmeme neden oldu.

Çukurova Belediyesi ile Başkan Soner Çetin’i ayrı değerlendirmek ne kadar mümkün bilmiyorum ama Çetin, Başkan seçildiğinden bu yana belediyenin üzerinden kara bulutlar hiç eksilmedi. Kurşunlanmalar mı dersiniz, ölümle sonuçlanan olaylar mı polis baskınları mı? Belediye ile ilgili konular böyleyken Soner Çetin ile ilgili ise halk nezdinde hep bambaşka bir imaj vardı. Başkan Çetin her ankette birinci oluyor, her yıl yaptığı en az bir toplu açılış töreniyle dikkatleri üzerine çekiyor ve CHP Genel Başkanı bu açılışların birçoğunda yer alarak Soner Çetin’e duyduğu güveni ve desteği ortaya koyuyordu.

Hatırlayın. Geçtiğimiz Eylül ayının ortalarında bir anket yayınlandı. Alf Araştırma tarafından yayınlanan bu ankete göre Soner Çetin yine zirvede yer alıyordu. Anketin sonuçları şehirde en çok konuşulan konulardan birisi oldu. Çünkü Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ankette Soner Çetin ve Hüseyin Sözlü’nün ardından üçüncü sırada geliyordu. Karalar ile ilgili Adanalıların düşüncelerini de ortaya koyuyordu bu sonuçlar. Bütün bunların üzerine Soner Çetin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşünce gündem bir anda CHP’nin Adana Büyükşehir’de yeni adayının Soner Çetin’in olduğu ile ilgili yazılar ve haberlerle çalkalandı.

Soner Başkan ile gerçekleştirdiğimiz ve metropol.com.tr’den canlı olarak yayınlanan programda Soner Bey bu görüşmenin daha önce planlandığını ve Genel Başkanı ile düzenli olarak görüştüğünü söyledi.

Bu işin Soner Çetin cephesi. Bir de Akif Kemal Akay cephesi var. Biliyorsunuz Seyhan ve Çukurova sadece Adana’nın en büyük iki ilçesi değil Türkiye’de de onlarca şehirden nüfus olarak daha kalabalık. Dolayısıyla bu şehri yönetenler de sadece ilçelerinde değil Adana’da da bölgede de hatta Türkiye’de de konuşulan insanlardır.

Akif Başkan da geçmişten bu güne toplumun her kesimi ile iyi ilişkiler kurmuş ve bu vesile ile belki de son yıllarda en yüksek oy farkı ile Başkanlık koltuğuna oturmuştu. İşte ne olduysa o zamandan sonra oldu. Önce Seyhan’daki bankamatikçiler olayı patlak verdi. Başkan Akay, Zeydan Karalar’ın Seyhan Belediye Başkanlığı zamanında belediyede bankamatikçi işçi çalıştırdığını ima eden açıklamalar yaptı. Sonra farklı onlarca konuda ters düştüler. Zeydan Karalar Akay’ı kendisinin seçtirdiğini dolayısıyla CHP örgütündeki diğer hemen herkes gibi Akay’ın da ne isterse yapmasını talep ediyordu. Akay öyle yapmadı. Büyük gerginlikler çıkarmadan ama kendi bildiğini okuyarak Zeydan Bey’e adeta meydan okudu. Hatta öyle ki Akay’ın tek dönem için aday oldum dediği köprünün altından çok sular aktı ve şimdi Akif Başkan CHP’de Seyhan’ın yine en güçlü adayı…

Ben inanıyorum ki bu operasyonlar bitmeyecek. Hatta iş daha yukarılara da gidebilir. Kimin bu işlerde sorumluluğu varsa o, sorumluluğu oranında cezalandırılmalı ancak tüm Sorumluluğu Seyhan ve Çukurova Belediye Başkanlarına yüklemek en kolay iş. Pekiyi! Sabahın erken vaktinde onca polisle önceki yıllarda başlayan bir soruşturma kapsamında operasyon yapmak ne kadar doğru? Elbette emniyetin işine karışacak değiliz. Doğruyu yanlışı güvenlik güçlerine biz öğretecek değiliz ama yeterli delil toplandıysa bu insanlar neden salıverildi, toplanmadıysa bu operasyon ne için bu şekilde düzenlendi. Hatırlıyor musunuz geçtiğimiz yıllarda İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde de böyle bir operasyon yapılmış ama dağ fare doğurmuştu. Bu operasyonların sonucu da inşallah öyle olmaz.

Bütün bunların üzerine geçtiğimiz Cuma sabahı yapılan operasyonu daha yakından izlemek gerekiyor. Bu operasyon en çok kime yarar?

Sakın kimse benim operasyonları eleştirdiğimi düşünmesin. Bilakis çetelerin, örgütlerin, yetim hakkı yiyenlerin kökü kurutulsun. Ben kısasa kısası savunan bir insanım. Dolayısıyla birisi bir mazluma ya da bu millete ne kadar/nasıl zarar vermişse o zarar aynı şekilde ondan tahsil edilmeli.

Aramalarda ele geçirilen 1 kilo 980 gram has altın, 1 kilogram gümüş külçesi, 4 milyon 100 bin lira değerinde ziynet eşyası, 11 bin 370 dolar, 5 bin 700 euro ve 17 bin 50 TL ile 1 tabancayı kim savunabilir. Bir kamu görevlisi/işçisinin bunu helal yoldan temin edebilmesi mümkün mü? O yüzden daha sıkı tedbirlerle bu işlerin üzerine gidilmeli. Gidilmeli ama…

Burada asıl şunu sormamız lazım; Bu konuyla ilgili Zeydan Karalar (nihayetinde il örgütü içinde tek adamdır) ve CHP Adana İl Başkanı hatta ilçe başkanları ne yaptılar bu operasyonların ardından. Partililerine sahip çıktılar mı? Yoksa bu iş Zeydan Karalar’ın kaybettiği itibarını yeniden kazandırmak için bir PR çalışmasına mı dönecek?

Bekleyip, göreceğiz.