Tiyatro çok eskilere dayanan bir tarihe sahiptir. Sinema ise bize batılılaşmanın getirdiği bir mirastır. Her ne kadar zamanla tiyatro bitiyor bitti artık denilse de günümüzün en popüler sanat akımlarından biri şu an tiyatrodur. Ünlülerin tek kişilik tiyatro oyunları, çocuk oyunları, popüler oyuncuların ekipleriyle şehirlerimizde sundukları tiyatro oyunları ve dahası içinde bulunduğumuz zamanı sanatla dolu dolu geçirmemize vesile oluyor. Bugün ünlü bir oyuncuya mikrofon uzatıp sorduklarında tiyatro mu sinemamı diye?  Oyuncu: ‘ Asıl olan roldür’ diyor. Sahnede ya da ekranda olması oyuncu açısından teknik birkaç detayı değiştirir ancak önemli olan oynanan roldür. Rolün ne işe yaradığı insanlara ne kattığıdır diyor. Ben bu söyleme katılıyorum. Ancak tabii ki arada şöyle bir fark var. Tiyatroda izlerken daha heyecanla daha etkilenerek izliyorum oyuncuyu. Çünkü oynarken karşımda oluyor. Sesiyle, tonuyla, duruşuyla oyunuyla ondan daha fazla etkilenip daha fazla sahicilik ve gerçeklik hissediyorum. Ancak sinemada bu yok. Ne kadar fazla teknoloji kullanılsa da, tiyatronun en büyük avantajı gözler önündeki insanların sahiciliği ve bunu seyirciye hissettirmesi.

Küçükten büyüğe birçok seyircisi, birçok sahnesi olsa da bugün hala ‘Tiyatro bitiyor’ dedikoduları çıkmıyor değil. Bunlara ben şahsen hiç kulak asmıyorum. Size de aynısını tavsiye ederim. Tiyatro denilen sanat akımı bizlerden yıllardan, nesillerden çok büyük aslında… Yıllar yılı şekil değiştirip, sahne değiştirip, gelse de, yine de hayatımıza bir yerden girebilmiş. Onun damaklardaki tadı lezzeti her zaman bambaşka olmuş. Bunu başarabilmiştir. Peki tersini düşünelim. Dijital platformlar bu kadar arttı diye hiç sinema bitti diyen kimse duydunuz mu?  Tam tersi insanlar dijital platformda çok fazla vakit geçirdikten sonra Sinema salonlarında nefes aldıklarını itiraf ediyorlar. Sinemanın film keyfinin, o heyecanla bekleyişlerin, o atmosferin insana verdiği mutluluğun yerini hiçbir şeyin almadığını söylüyorlar.

Hepsinin insanda bıraktığı etki bambaşka. İnsana verdiği tat, hissettirdikleri bambaşka. Ve inanıyorum ki ikisinin de birbiriyle kıyaslanması çok yanlış. Çünkü her ne kadar sanata ait olsalar da çok farklı tatlara sahip iki alan…

Öncelikle bunu kabul etmemiz gerekiyor. Gelişen teknolojinin tiyatroyu asla öldüreceğine de inanmıyorum. Aksine tiyatro için bambaşka imkânlar bambaşka fırsatlar yaratacağına ve onu güçlendireceğine inanıyorum.  Hatta dekorlarda, sahne malzemelerinde insanların gözüne ve kulağına hitap edecek çok iyi malzemeler kullanılacağına ve onları mest edeceğine inanıyorum. Belki seyrederken bizler bile anlayamayacağız bu güzellikler nereden geldi sahneye diye bakakalacağız kim bilir.

Bu tarz yeniliklerin teknoloji avantajıyla hem tiyatroda hem sinemada etkili olacağını düşünüyorum. İnsanların sanat sevgisi ve ilgili de böylece daha çok artacaktır. Sinema ve tiyatroyu her zaman takip edin. Son çıkan kitapları takip ettiğiniz gibi bakın bakalım şehrinizde hangi oyunlar sergileniyor.

Sağlıcakla kalın. Sanatla kalın.

Haftaya görüşmek üzere…