Dünya’nın birçok ülkesi gibi Türkiye’de ekonomik çalkantı yaşıyor.

İyi yönetilemeyen ekonomi politikaları nedeniyle birikmiş birçok sorun piyasayı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Bu etki artık su yüzüne çıkmaya başladı. Bir çok kesimde likiditeye ulaşma zorluğu çekiliyor. Geçen yılın tamamında konkordato geçici mühlet kararı verilen dosya sayısının 519 olduğu düşünüldüğünde, bu yılın ilk altı ayında bu sayının 605’e çıktığını görüyoruz. Firmaların borç öteleme kararı isteyenlerin içinde ise Tekstil ve konfeksiyon sektörlerinde toplam 48 konkordato kararı alınırken, inşaat sektörünün genelinde 44 konkordato kararı alınmış durumda. Bunların birçoğu yeniden yapılandırma istedi. Diğer yandan orta ölçekli birçok firmada kapısına kilit taktı.

Enflasyonu durdurmayı küçülerek sağlama yolunda adımlar atan ekonomi yönetimi, birçok insanın da işsiz kalacağını görebiliyor. Hem emeklilere hem de asgari ücretliye düşük ücret vererek alım güçlerini engelleyen bu politika, şimdi de orta ölçekli esnaf ve sanatkarı ekonomik anlamda sıkıştırmanın peşinde görülüyor. Burada yaşamak için esnafın iki yolu var. Birincisi sermaye bulamayacağı için, kapısını kapatmak ya da gelişimini durdurmak. İkincisi ise yüksek fiyatla az mal satmak veya çok az karla satışlarının oranını yükseltmek olmalıdır.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), temmuz ayı enflasyon verilerini açıkladı. Temmuz ayında enflasyon aylık bazda 3,23 yıllık bazda 61,78 arttı. Yükseliş bütün söylenenlere rağmen devam ediyor. Temmuzda en fazla fiyat artışı yüzde 38 ile elektrikte oldu. ENAG'ın verilerine göre temmuz ayında enflasyon yüzde 5,91 arttı, yıllık enflasyon yüzde 100,88 oldu. Bu mutfaktaki yangının daha da alevlendiğinin göstergesidir.

Dünya yüzünde gelişmekte olan ülkelerin ekonomideki sıkıntılarına bizim ülkemizde birde jeopolitik riskler ve komşu ülkelerdeki savaş etkiliyor. Bu savaşlara karşı yaptığımız açıklamalar, Avrupa ülkelerini karşımıza almaya iterse (ki) kısmen öyle algılanıyor, ekonomimize zarar veriyor. Ürünlerimiz satılmıyor, sermaye gelmiyor. Turist fiyatlarınız yüksek diyor.

ABD’de yapılacak seçim ve ABD’nin faiz arttırma kararını dillendirmesi tüm dünyada olduğu gibi bizimde borsamızı etkiledi. Japonya’nın ilk sinyali verip faiz arttırması ateşi yakmak olarak algılandı. Kararlı bir tutum olmaz ise bu yükün altından çıkmamız kısa sürede olmaz. Kesinlikle israfa son verilmeli, top yekün üretime sarılırken, komşu ülkelerden ve İsrail’in savaş politikalarından uzak ve tarafsız durmamız bana göre ülkemize fayda sağlayacaktır.

Bu ortamda altının onsu yükselirken, vatandaşın yoksulluğu yayılmasını sürdürecek, Ağustos ayı ile gaza yapılan yüzde 38 zam enflasyonu tetikleyecektir. Duran inşaat sektörü ve yatay görünümdeki otomobil sektörüne mobilya ve beyaz eşyada eklenirken, gelecek ay açılacak okullar ile eğitim masrafları halkın belini bükecek gibi gözüküyor…