Seçim sath-ı mailine girdiğimiz her dönem ülkemizde bazı şeyler yeniden sahnelenmeye başladı. Artık herkeste kameralı telefonların olması ve sosyal medyanın bu kadar yaygınlaşarak vazgeçilmez bir hale gelmesi ile alışık olduğumuz o şeylerin sayısında da artış yaşanmaya başladı. Çünkü vatandaş gazeteciliği günümüzde daha çok takip ediliyor. O yüzden de herkes bir muhabir.
Geçtiğimiz gün Soner Çetin ile ilgili bazı ses kayıtları yayınlandı. Birçok insan artık bu tarz şeylere şaşırmıyor.
Seçim dönemi gelir, birilerinin kasetleri çıkar. Bu kasetler genellikle cinsellik ya da rüşvetle ilgili olur. Çünkü bu milletin aslında özellikle siyasiler üzerinde konuşmaktan en çok haz aldığı iki konudur bu.
"Allah seni inandırsın ben günahtan çok korkarım. Laf getirip götürmeyi hiç sevmem. Şimdi gelse yüzüne de söylerim. Günahı boynuna" diyerek başlanılan her cümlenin ardından yenilmeye başlayan dedikodu salatası fısıltı gazetesi aracılığıyla başta ekmek kuyrukları ve toplu taşıma araçları olmak üzere çeşitli toplumsal buluşmalar aracılığıyla dilden dile yayılır ve herkes meşrebince yorumunu ve değerlendirmesini yapar. Son zamanlarda buna sosyal medya da eklenince artık bazı şeyler daha geniş çevrelere daha hızlı bir şekilde yayılıyor. Hal böyle olunca eskiden; "İki günde unutulur gider" denilerek üzerinde durulmayan konulara anında cevaplar verilmeye başlanılıyor.
Soner Çetin ile ilgili ses kaydının içeriğine ya da sonrasında Soner Başkan’ın yaptığı açıklamalara bu yazıda girmek istemiyorum. Çünkü bu tarz işlerin aday belirlenme süreçlerinden başlayarak tam da seçim dönemlerinde gündeme getirilmesinde başka hesaplar olduğunu düşünüyorum.
Pazarlıkların anlaşmazlıkla sonuçlandıktan sonra hesaplaşmalara dönüşmesini de garip buluyorum. Olması gereken eğer ortada bir suç varsa bunun anında gerekli yerlere iletilmesi onların da zaman geçirmeden konuyla ilgili çalışmaları tamamlamasıdır.
Bütün bunların ötesinde Soner Çetin’in adının bu kadar olaylara karışması da bence gülen yüzüne rağmen iletişimdeki başarısızlığından kaynaklanıyor. Şahsıyla ilgili bir sorundan bahsetmiyorum. Soner Başkan bazen kendisini eleştirdiğim için bana sitem ediyor ama doğru iletişim kurma ve siyasal strateji geliştirme noktasında ekipsel anlamda ciddi sorunlar yaşıyor. Hal böyle olunca da ismi sürekli olaylarla anılıyor. Neden olduğunu bilmiyorum ama sanki Soner Bey de isminin bu şekilde anılmasından garip bir şekilde memnun gibi. Aksi olsa şimdiye kadar bu sorunu çözerdi diye düşünüyorum.
Elbette her zaman yazdığım bir gerçeği unutmuyorum; bizim memlekette işler bir başka işler.
YENİDEN REFAH, SAADET VE HÜDA PAR ÜZERİNE
Uzun zamandan beri özellikle Adana gibi kozmopolit yerlerde kazanabilecek adaylara sadece kendi partisinden ya da ittifak yaptığı partilere gönül veren insanlardan alacakları oyların yetmeyeceğini yazıyorum. Ocak ayı başında yazdığım Sürprizlerin Seçimi başlıklı yazımda bu konuya geniş bir şekilde değinmiştim. Yazdıklarımızın gerçekliği her geçen gün daha net bir şekilde ortaya çıkıyor.
Kazanabilme ihtimali olan adayların seçimi kazanamasa da ilkesel bir duruş sergileyerek milletin tercih bilincini artıracak hatta siyasi söylem ve eylemleriyle seçimin kaderini etkileyeceğini görüyoruz. O yüzden de bu partilerin adayları daha da önem kazanıyor.
Bu noktada Adana’da en dikkat çekici gelişme Yeniden Refah Partisi cephesinde yaşandı. Pozantı Belediye Başkanı Mustafa Çay, MHP’den aday gösterilmeyince Yeniden Refah’tan aday oldu ve yeni dönem için de ilçede en şansı isimlerden birisi. Bana, Mustafa Çay’ın seçimleri kazanmasının ardından Kazım Özgan gibi yapıp yamayacağını sorduklarında şunu söylemiştim;"Mustafa Başkan ne yapar bilmem ama seçimlerde Yeniden Refah’ın oy oranını artırır."
Saadet Partisi cephesinde Hüseyin Acarlar’ın Adana Büyükşehir Belediye Başkan adayı olması kesinleşti. Acarlar muhafazakâr camiada tanınan bir isim. Bu noktada yol haritası belki de Büyükşehir Belediye Başkanı’nın kim olacağını belirleyecek. Tam burada Saadet Partisi’nin ittifak ortağı Gelecek Partisi’nin önceki dönem Adana İl Başkanı olan ve şu an Genel Merkez yöneticisi, parti kurucularından Ebubekir Yıldırım’ın sosyal medyadan yaptığı paylaşımlar çok tartışıldı. Anlaşıldı ki Gelecek Partisi Adana’da Saadet Partisi ile ortak bir aday belirlemeyecek. O halde onların çıkaracağı adayın kim olacağı da daha çok önem kazanacak.
Son genel seçimlerin ardından Meclis’te 4 milletvekili ile temsil edilen Hüda Par’ın da sıkı bir şekilde seçimlere hazırlandığını biliyorum. Seçimi etkileyebilecek önemli partilerden birisi de Hüda Par olacak.
Son tahlilde bizim için bu yerel seçimlerdeki sürprizlerin ne olduğundan daha önemlisi Adana’ya olumlu bir şekilde nasıl yansıyacağı… Bir 5 yıl daha kaybedecek gücümüz yok. Adana’nın artık makus talihini yenmesi ve gerçekten vizyoner, kente değer katacak isimlerin seçilmesi önemli. Bunu yapacak olan da elbette seçmen… Yanlış bir tercih Adana’nın ölüm fermanını imzalamak anlamına gelir.