Türkiye ekonomisi, hesapsız kamu harcamaları ve derinleşen enflasyon nedeniyle uzun yıllar sürecek tedaviye ihtiyaç duymaktadır. Ekonomik durumun tamamının iyi gittiğini söyleyen biri, bazı olumsuz göstergeleri gizliyor olabilir. Oysa bilgi modern çağın oksijenidir.

     Yıllık enflasyonun ana grafikte çok az bir düşüş eğilimini, olduğundan çok gösterip, enflasyon beklentisini tahminini yüksel göstermek.  Faizleri düşürerek, piyasaya çıkacak para ile canlılık yaratıp, üretimi arttı göstermek hedef olabilir. Burada sıkıntı, üretim arttığında bu ürünleri alacak büyük kitlenin maaşların yeterli oranda artmadığı için parası olmaması gerçeğidir. Asgari ücrete ve emeklilere yapılan zam enflasyonun altındadır. Enflasyona ezdirmeyeceğiz söylemleri balondur. İç piyasada ürünler raflarda beklerken, dış piyasaya yönelmek hedef olacaktır. Burada da temiz ve sağlıklı ürünler yapılması, kalitenin yüksek olması göz ardı edilmemelidir. Diğer tarafta asgari ücret ve emekli ücretlerinin yeni yılla birlikte artması, köprü ve yol geçişleri, elektrik ve petrole, içkiye gelen zamlar piyasada enflasyon yaratacaktır. İhracat yapanlar için döviz kurunun yükseltilmesi beklentisine cevap verilmedi. İyi olan tek kalem Kur Korumalı Mevduat sisteminin yanlış olduğunun sonucunda, bu hesaplarda ki bakiyenin azalmasıdır. İnşaatta henüz bulutlar dağılmadı. Maliyet artışları yeni konutta satışları durdurdu. Her ne kadar enflasyonu aşağıya doğru çektik deniliyorsa, 2025 yılında devletin hedefi %30 deniliyorsa da bu inandırıcı değildir. Burada beklenti %40 ve döviz kurunun da dolar bazında 48.000 TL ulaşmasıdır. İşte bu yanıltıcı söylemlere biz Popülizm diyoruz.

      İşleri halletmekte, güçlü adam olduğunu tanımlayan biri, olduğundan fazla kendini gösteriyor, toplumu yozlaştırıyorsa; popülizm yapıyordur. Son dönemde en iyi örnek, ABD Başkanı Donuld Trump, popülistlerden biri olarak değerlendiriliyor. Yozlaşmış söylemlerine rağmen, insanları ikna edebiliyor. Umut satıyor. Bugün bizim ekonomimiz de aynı çalkantılı resmi veriyor.  Popülizm kısa bir giriş kitabının yazarı, Cas Mudde’ye göre siyaset biliminde popülizm, toplumun birbiriyle çelişen iki gruba ayrılması fikri. Halk ve yozlaşma seçkinleri. Halkın iradesinin yok edildiği, ekonominin kötü gittiği dönemlerde, finansal balonlar uçurmaktır. Ortaya çıkıp basit çözümlerden bahsetmektir. Kriz anında rakibi hedef gösterebilmektir. Türkiye’de milyon metreküp gaz bulundu, buna örnektir.

             Bilgi duvarları yıkarak bir tuşla dünyanın öteki ucundakilere ulaşabiliyorsa, korkmaya gerek yok. Doğruları bulup, adil çözüm yolları ile hep birlikte, çok çalışıp, çok üretip, bugünkü ekonomik dar boğazdan çıkabiliriz. Yeter ki, israfı durduralım, kamunun harcamalarını kısalım,  adil paylaşımı sağlayalım…