LGS bitti , sınava hazırlanan çocuklar bir yandan harıl harıl sorularla çarpışırken bir yandan da farklı çatışmalarla ergenliğin zirvesine çıktılar.
Sınav sonrası çoğu evdeki depresyon bulutları dağılsa da, hala gerginlik ve stres dumanlarının tüttüğü ailelerin sayısı da az değil,başka bir ifadeyle ergenlik ,pek çok evde tam gaz devam ediyor.Eski ünlü manken Deniz Akkaya ile 16 yaşındaki kızı arasında geçen şiddetli tartışma , sosyal medya platformunda en çok tartışılan konulardan biri oldu.Belli ki bu konuda kanayan yaramız var,ucu hepimize dokunuyor gibi.
Yaşanan bu olaydaki ergen profili,ailelerin çocuk yetiştirirkenki sergiledikleri acemilikleri su yüzüne çıkardı.Çocuk yetiştirmede öyle hatalar yapılıyor ki,bırakın söz sahibi olmayı,evin patronu gibi davranış sergileyen çocuk modellerine şahit olmaya başladık.Hani bu aralar ‘’istismar ‘’ sözcüğü epey trend oldu ya,evlerde tam anlamıyla bir ergen istismarı var.Kuralların eksik ya da hiç koyulamadığı bir ortamda çocuk,gevşek bir disiplin ile yetişiyor.Buna bir de aşırı sevgi gösterisinde bulunan cici anne ve baba modelini eklediğimizde çocuk artık evde gücü ve liderliği ele geçiriyor.Öncesinde her istediği yapılan ve alınan çocuk,büyüdüğünde sınır tanımayan,her şeyi istersem yapabilirim,ele geçirebilirim modeline bürünüyor.Ve karşısındaki anne babayı da sürekli meyve veren bir ağaç olarak görüyor,dolayısıyla her canı istediğinde silkeliyor.Evlerde yavaş yavaş ‘ataerkil ‘’ aile biçimi,yerini ‘’çocukerkil’’ bir aile düzenine bırakıyor. Çocuk,daha önce oyuncak araba isterken ergenliğinde gerçek araba hayallerine kapılıyor…Ne yazık ki günümüz ergen kızları; barbi bebeklerden,kız çocuk süsleme uygulamalarından deneylediği pek çok şeyi ergenliğe girişte kendi üzerinde uygulamaya başlıyor.Geçtiğimiz günlerde bir kozmetik mağaza açılışına özel indirim gününde yaşananlar,genç kızların birbirinin önüne geçmek isterken sergiledikleri amansız yarış,gelinen noktayı çok iyi özetliyordu aslında.
Ebeveynler olarak çocuklara her gördüğünü,her istediğini almak gibi anlık mutluluklar yaşatmaya bayılıyoruz,halbuki onları orta ve uzun vadeli mutluluklara odaklı yetiştirmek,mutluluğun sadece somut şeylere dayalı bir olgu olmadığını öğretmek çok önemli.
Her ne kadar çoğu ebeveynlere göre , hiç bitmeyen,hatta hiç erişilemeyen bir ergenlik süreci gibi düşünülse de bilimsel literatürde bir nevi şizofrenik bir süreç olarak da kabul edilen ergenlik dönemi ,fazlasıyla hata riski taşıyan çağdır.Bu yüzden,bu dönemde hoşgörü ve anlayış olmazsa olmazlarımızdan olmalı.Zor ve uzun geçirilen ergenlik biz ebeveynler için bir tehdit değil daha ziyade bir yardım çığlığıdır.Sürekli en tepede emirler yağdıran ,direktifler veren bir kaptan değil,kılavuz kaptan edasıyla doğruyu öğreten ve doğruya yönlendiren olmak çok mühim.