Gürcistan maçındaki alınan galibiyete rağmen oyun içerisinde yaşanan git-geller, aslında Portekiz maçı öncesi önemli bir uyarı niteliğindeydi, e tabi anlayana. Grubun en kolay takımına karşı attığımız her golün sonrasında ecel terleri döktük.Gürcü hücumları ne zaman ciddi hale dönüşse savunmamız zaaf verdi.Orta saha ağırlıklı hücum formatımız ise bireysel şutlarla bulduğumuz gollerin haricinde çok fazla yaratıcılık sergileyemedi.

   Tüm bu eksikleri bir kenara bırakalım; yenerken insanın aldığı keyif elbette çok güzel fakat farklı yenilirken insanın iç dünyasında yaşadığı çöküntü, kelimelerle tarif edilemez. Portekiz maçında ilk golü yediğimizden sonraki ‘’ nasıl olsa telafi ederiz’’ umudu,kendi kalemize attığımız golden sonra eridi gitti.Hani,halı sahada bile yenmeyecek kadar tuhaf bir gol attık kendi kalemize.Köy takımının bile yemeyeceği komik bir gol. Turnuvaya ilk maçta attığımız jenerik goller ve son Portekiz maçında kalemize gönderdiğimiz o golle damga vurduk.İletişim teknolojisi zirve yaparken , Samet ile Altay’ ın saha içerisinde yaşadığı iletişimsizlik takdire şayan doğrusu !

   Alınan ağır mağlubiyet sonrası haliyle top yekün Montella’ya salladık hepimiz. Art arda yenen goller sonrası saha içerisinde olan ve sonradan giren oyuncuların tepkisizliği,reaksiyon gösterememesi kabul edilemezdi.Kadro ve oyuncu seçimi,bazı oyuncularda ısrar etmesi de eleştiri odağı oldu.Koordinasyon,kondisyon,fizik gücü,disiplin ve serinkanlılık bakımından sınıfta kaldık. Veteran sınıfını fazlasıyla zorlayan 41 yaşındaki Pepe ve 39  yaşındaki Ronaldo’nun karşısında bizim çocuklar tel tel döküldü. Montella,’’ Fena bir maç oynamadık .’’ demiş,bana kalırsa çok fena  bir maç oynadık.

   Şimdi önümüzde çok önemli bir Çekya maçı var, adeta final niteliğinde. Zaten ülke olarak her maçımız final, heyecanı seviyoruz. Ama çoğu yurt dışında top koşturan, genç bir kadrodan bahsediyoruz. Bu ağırlığı kaldıracak kadar serinkanlı ve reaktif değiller,paniklemeye çok açığız.Karşımızdaki Çekler ise daha bütünsel bir oyunu tercih eden bir ekip,bireyselliği ön plana çıkarmadan takım halinde savaşıyorlar.Bu savaşı kazanmak istiyorsak onlardan daha fazlasını yapmamız lazım.

EMRE  KIR

EĞİTİMCİ/ YAZAR