Her seçimin klasiklerindendir anketler. Gerçekten işin hakkıyla yapıldığı zamanlarda, mesele maniple edilmediği dönemlerde son durumla ilgili gerçekçi bilgiler de ortaya çıkardı. Böylece hem taraflar atacakları adımları buna göre belirler hem de seçmen tercihi ile ilgili düşüncelerini yeniden gözden geçirirdi. Birkaç seçimdir konu öyle garip bir hal aldı ki; sabah erken kalkan anketlerde birinci çıkar oldu. İşin aslı böyle değil tabi. Gelin ben size bir fikir vermesi açısından işin aslının nasıl olduğuna dair yaşadığım bir anımı anlatayım.
Bundan 15 sene evvel başka bir şehirde bünyesinde 3 radyonun bulunduğu bir medya kuruluşunda Genel Yayın Yönetmeni olarak görev yapıyordum. O dönem devletin yetkilendirdiği ve radyoların dinlenmelerini ölçen tek bir şirket vardı. Benim çalıştığım radyolardan birisi bu şirkete her ay düzenli olarak ödeme yapıyor ve anket sonuçlarına ulaşabiliyordu. O şirketin bir üyesi olduğumuz için de elbette anketlerde hep birinci çıkıyorduk. Yalnız bu birincilik sadece o şehirde yayın yapan radyolar arasında birincilikti. İstanbul ve Ankara merkezli ulusal radyoların özellikle çok bilinenleri her ay bizim radyonun dinlenme oranlarını geçiyordu. Radyonun sahibi de işin inceliğini çözmüş olduğundan her yıl bir ay verdiği abonelik ücretinin iki katını veriyor ve ulusal radyolar da dahil tüm radyoların önüne geçtiği bir anket sonucu alıyordu. Sonuçlar resmiydi. O yüzden de herkes doğru olduğunu düşünüyordu. Sonra bu birincilik çeşitli tanıtım mecraları aracılığı ile kente yayılıyor ve özellikle esnaflar çok daha yüksek fiyatlardan reklamlarını radyoya veriyordu. Konu aslında daha uzun ama ayrıntılara girmeye gerek yok.
Bugün ortaya atılan anketlere gelmeden önce aday adaylığı süreçlerinde yaşananları da hatırlatalım mı?
Hanginizin telefonuna 312 veya 322 ile başlayan bir numaradan çağrı gelmedi? Aday adaylarının isimlerini kamuoyunda tanıtmak ve kim parayı verdiyse onu birinci çıkarmak için bu düzmece anketler yaptırıldı. İşin garibi buna inanan sayısı da bir hayli fazlaydı. Adını o güne kadar belki de hiç duymadığınız insanlar anketlerde ilk tercih olarak gösteriliyor ve hep birinci çıkıyordu. Sonra tabi bu birinciler meclis üyesi adayı bile yapılmadı biliyorsunuz.
Şimdi de başta büyükşehir adayları olmak üzere ilçe adayları tek tek anket yaptırıyorlar. Tabi eskisi gibi öyle üç-beş anket şirketi yok. Hatta neredeyse her partinin kendi özel anketçisi var. İş öyle bir boyuta geldi ki anket şirketleri amigolar gibi olmaya başladı. Parayı kim çok verirse onun borusunu öttürüyorlar.
Dün yayınlanan bir ankette en sonda olan bir isim bugün başka bir şirket tarafından yayınlanan ankette birinci çıkabiliyor.
Gerçi anket şirketleri tarafından defalarca Türkiye’de en başarılı ilçe başkanı seçilen belediye başkanlarının kendi partilerinden bile aday gösterilmediğine hep birlikte şahit olduğumuz için siz zaten biliyorsunuz bütün bunları ama ben yine de hatırlatmış olayım.
BU BİR İŞGAL İHBARIDIR
Belediyelerin en önemli işlerinden birisi de kentin estetiğini korumak ve işgali önlemektir. Vatandaşa nefes alabileceği alanlar bırakmak aynı zamanda kanunsuz yapılaşmanın önüne geçmektir. Yolları, kaldırımları, park alanlarını vatandaşların kullanabileceği şekilde düzenler ve bu düzenin bozulmasını önler. Değil mi?
Kitap üzerinde böyle olsa da maalesef gerçekte değil.
Geçtiğimiz dönem CHP’den aday gösterilerek seçilen ancak Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ile yaşadığı problemler nedeniyle bu seçimlerde adı açıklanmayan bu yüzden de İyi Parti’ye geçen Seyhan Belediye Başkanı Akif Kemal Akay Adanalıya bunun en güzel (!) örneğini gösteriyor.
Akif Başkan, Nuri Sabuncu Bulvarı üzerinde Çifte Minareli Cami olarak bilinen cami civarında bir seçim ofisi açtı geçtiğimiz gün. Gerek kaldırıma yaptırdığı koca koca reklam alanıyla, gerek seçim araçlarını hem kaldırıma hem de yol üzerine çift sıra park ettirmesiyle aslında kanunu kendisinin bile umursamadığını ve kent estetiğine önem vermediğini gösteriyor hepimize.
Bir gün yolunuz düşerse gidin bakın ilçeyi güzelleştirmek iddiasıyla 5 yıl daha görev isteyen bir Başkan’ın nasıl kanunsuz işler yaptığına…
Açıkçası kanunu önemsemeyen, vatandaşı umursamayan adayları da ben umursamayacağım. Oy kullanırken de bunu göz önünde bulunduracağım.
Bu yazı da bir ihbar olarak kabul edilsin. Adana Büyükşehir Belediyesi kent estetiğinden birinci derecede sorumlu kurum madem o zaman Sayın Başkan’a seslenelim; Sayın Zeydan Karalar. Lütfen bu işgali sona erdirin.