Bir kentin tarihi, kültürü, turistik yerleri, havası, güneşi, denizi, yaylası, havası, suyu, günü, güneşi, taşı, toprağı, mahallesi, sokağı, hayvanatı, nebatatı, genci, yaşlısı, erkeği, hanımı, çoluğu, çocuğu, çalışanı, gezeni, arayanı, soranı, yürüyeni, koşanı, durduranı, duranı, kaybedeni, bulanı, yabancısı, yerlisi, ailesi, sülalesi, akrabası, kankası güzel olur da bunların hepsi birden aynı anda, aynı derecede güzel olur mu?
Eğer bahsettiğiniz kent Adana’ysa olur.
Allah’ın adamlarının mekanı bu kent. Bu deyimin nereden çıktığını biliyorsunuz değil mi?
Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un Bedir Savaşı’ndaki kahramanlarımıza benzettiği ve tarihe altın harflerle bir savaşı değil bir destanı yazmakla kalmayıp adeta kazıyan, "Çanakkale geçilmez" sözünü tüm dünyaya ezberlettiğimiz o kutlu savaşın Adanalı kahramanlarının bize mirasıdır "Adanalıyık, Allah’ın adamıyık" deyimi. Adanalıların olduğu bir alanda sürekli kayıp veren, çoğunluğu Anzak ve İngilizlerden oluşan işgalci düşman kuvvetleri mavi bayraklıların olduğu alana gidemezler. O gün 900 küsur Adanalı asker kahramanca şehit olsa da alanı düşmana dar etmiştir. Bu yüzden bayırın adı "Adana Bayırı" olarak anılmış, bu efsane de yıllar boyunca dilden dile anlatılarak, "Tanrı´nın Adamları" sözü günümüze "Adanalılar Allah´ın adamları" şeklinde uyarlanmıştır. Adana Bayırı, Çanakkale dolaylarında il ismiyle anılan ilk ve tek yer olarak tarihe geçer.
İşte Allah’ın adamlarının şehri bu güzel Adana, her dönem medeniyetlerin gözde şehri olmuş ve yakın geçmişte de sanayinin, tarımın, sanatın başkenti olarak tarihteki yerini almıştır. Bakmayın siz geçtiğimiz on yıllar boyunca başta yerel yöneticilerin kente yabancılaşmasına hükümetlerin ise bu kente şaşı bakmasına. Adana; bir Zümrüd-ü Anka’dır. Kendi küllerinden yeniden doğacak ve yeniden tarih sahnesindeki şanlı yerini alacaktır.
Bunun gerçekleşmesi için de bu şehirde yaşayan her ferde çok büyük işler düşüyor. Türkiye Yüzyılı hedefi koyduğumuz bu çağda kentimizin de bir hedefi olmalı. Türkiye Yüzyılı’nın lokomotifi de Adana olmalı. Dolayısıyla Adana Valisi Yavuz Selim Köşger’den başlayarak bu kentin hak ettiği değeri alması için bugünden tezi yok el ele vererek adımlar atılmalı, Adana’nın sadece trafik plakasında değil gelişmişlikte de ekonomide de istihdamda da öncü şehir olması için temel atılmaya başlanmalıdır.
Bunun için de milli ve manevi değerlerimizi göz ardı etmeden, Allah’ın adamlarına yakışacak şekilde hareket etmeliyiz. Sürekli takipçilerim bilir. Bu sene 7.’si düzenlenecek Uluslararası Adana Lezzet Festivali benim bu şehirde yıllardır desteklediğim ve mutlaka her sene daha da geliştirerek yapılmasını istediğim bir festival. Diğer festivallerle Lezzet Festivali’ni şehrin dinamiklerini, kültürünü, tarihini düşündüğümüzde aynı kefeye koyup kıyaslamam bile. İşte bu yüzden her defasında eksiklikleri de belirtmekle birlikte Adanalıların bu festivale sahip çıkması gerektiğini yazıyorum.
Salı günü Adana Valiliği’nin himayesinde düzenlenecek olan 7. Uluslararası Adana Lezzet Festivali’nin Adana’daki tanıtım toplantısı yapıldı. Oradaki konuşmaları can kulağı ile dinledim. Başta Vali Yavuz Selim Köşger olmak üzere, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, Seyhan Belediye Başkanı Akif Kemal Akay, Yüreğir Belediye Başkanı Fatih Kocaispir ve Sarıçam Belediye Başkanı Bilal Uludağ’ın söyledikleri gelecek anlamında beni bir kez daha ümitlendirdi. İnşallah orada konuşulanlar sözde kalmaz ve eyleme geçirilir.
Ben festivalin içeriği ile ilgili bir şeyler yazarak bu köşeyi doldurmak istemem. Onların festivalin sitesinde ve sosyal medya hesaplarında bulabilirsiniz ama şunu özellikle belirtmek istiyorum; Vali Yavuz Selim Köşger’e Açık Çağrı başlığıyla geçtiğimiz hafta yayınlanan yazımdaki uyarılar dikkate alınmış. Programın tanıtımı yapıldıktan sonra tam olarak şu cümleler kuruldu; "Sizlerin de eleştirilerinizi dikkate alarak bu sene Adana Lezzet Festivali’nde iki hususa dikkat edeceğiz. Bunlardan birincisi hijyen bir diğeri de fiyatlandırma."
Ben de yazımda bu iki konuyu gündeme getirmiş ve halkın hem bedensel hem de ekonomik sağlığının korunması çağrısında bulunmuştum. Aslında dışarıdan duyduklarım ile salonda söylenenler farklı şeyler ama ben yine de resmi söyleme 'şimdilik' itibar ettiğimi söylemeliyim Nasılsa festival başlayınca ne olduğunu hep birlikte göreceğiz.
Yazımın sonunda tüm Adanalıları, Adana dışında yaşayan tüm vatandaşlarımızı 7. Uluslararası Adana Lezzet Festivali’ne davet ediyorum. Adana’nın damak çatlatan lezzetlerini, Adanalının misafirperverliğini, ilkbaharda portakal çiçeği sonbaharda ise kebap kokan muhteşem havasını yaşamak için Adana Merkez Park’taki festival alanına ailece 'Çıkın çıkın gelin.'