O kadar stresli sinirli bir ülke olduk ki artık ne yapacağımızı şaşırdık. Trafikte sokakta markette derken insanların olduk olmadık sinir krizleriyle artık hayatın her anında ve alanında karşılaşmaya başladık maalesef.
Sağlık ocaklarında saldırıya uğrayan doktorlar, adliye koridorlarında silahlı çatışmalar, okullarda görülen öğretmene ve öğrenciye yapılan baskı ve saldırılar, trafikte işini yapmaya çalışan polislere saldırılar ve tehditler, işini yapmaya çalışan memurlara olduk olmadık saldırılar…Bu liste böylece uzayıp gidiyor. Dahası ülkemizde öldürülen taksiciler var. Bir eğlence mekanında bile istek şarkısı çalınmadı diye öldürülen solistler var bu memlekette…
Görüyorsunuz yazmakla bitmiyor. Bitiremiyorsunuz. Çünkü insanların öfkeleri burunlarından ağızlarının kenarlarından taşıyor. Hangi ara böyle öfkeli olduk anlayışsız olduk. Vurdum duymaz olduk bilemiyorum. Aslında oturup düşününce gerçekten üzücü bir noktadayız. Nereye kadar böyle devam ederiz ne oluruz bilemiyorum. Ama durum gerçekten vahim.
Ben her şeyin ailede başladığına inanan biriyim. Bu konuda uzman değilim. Elbette ahkam kesemem ama kim ailesinde ne görüyorsa onu hayata getiriyor ve onunla ilerliyor. Aile bir aynadır derler ya hep. Çok doğru gerçekten. Bir babanın bir annenin asla yapmadığı ya da yapmayacağı davranışı çocukta ileride görmeniz mümkün değildir ya da çok çok zayıf bir ihtimaldir. O çocuk ne görüyorsa nasıl büyüyorsa ileride de öyle bir yetişkin oluyor.
Ailenin sevgi dolu ilgili anlayışlı ve çocuğunu doğru kanallara ve insanlara yönlendiren bir bir aile olması onun ileride sanatla bilimle teknolojiyle sporla uğraşan mükemmel bireyler olmasını da sağlıyor. Bu dallarla ilgilenen ve sevgiyle büyüyen her çocuk da geleceğin sanatçısı bilim insanı doktoru mühendisi oluyor. Bilgisiyle birlikte sağlıklı davranışlarıyla da topluma örnek oluyor.
Sağlıcakla kalın. Sanatla kalın
Haftaya görüşmek üzere..