İklim değişikliği 21. Yüzyılın en önemli sorunudur. İklim değişikliğin birkaç faktörleri şunlardır;
aşırı sıcaklıklar, eriyen buzullar ve kuraklıklar.
Peki bu sorun ile ilgili sorumluluklar kimlerde olmalı?
Sadece bireylerde mi? Yoksa tüm sorumlulukları hükümetlere ve büyük şirketlere mi bırakmalıyız?
İklim krizinde bireyin rolü
İklim değişikliği genellikle hükümet ve küresel şirketlerin sorumluluğunda gibi görünse de, bireylerin yaşam biçimleri bu sorunun hem nedeni hem de çözümünün bir parçası olduğunu unutmamak gerekir.
Tüketim alışkanlıklarımızın bazıları iklimi doğrudan etki etmektedir.
Bir insanın kullandığı ulaşım araçlarından tükettiği yiyecek ve içecek gibi pek çok faktörden etkileniyor.
Küçük Adımlar, Büyük Farklar
Bireysel sorumluluklarımızı yerine getirmenin iklim krizindeki önemi oldukça büyüktür.
Peki bu sorumluluklarımız nelerdir?
1. Geri dönüşüm alışkanlığı edinilmesi ve doğaya atık bırakmamak.
2. Su ve elektrik kullanımına dikkat etmek.
3. Yağmur suyunu kullanabilme örneğin, bahçe sulamada kullanılabilir
4.Gıda israfının önüne geçebilmek
5.Birey olarak tüketici değil üretici alışkanlığı kazanmak.
6.Sürdürülebilir ürünlere yönelmek
7.Kişisel araçlar ile değil Toplu taşıma gibi ulaşım araçlarını tercih etmek, karbon salınımını azaltır.
Tabiki sadec bireysel çabalar yeterli değil. Fakat bireylerin oluşturduğu kolektif bilinç, büyük değişimleri de getirebileceğini unutmamak gerekir. Toplumda iklim değişikliği bilinci oluşturmak, arkadaşlarımızı ve ailemizi bu konuda eğitmek de sorumluluklarımız arasındadır. Örneğin naylon poşet kullanımını azaltmak veya ev, ofis gibi kullanım alanlarında yer alan çöpleri ayrıştırarak atmak, pil atıklarını direk çöpe atmak yerine toplama alanlarına bırakmak gibi bireysel sorumlulukları aile bireylerine öğretmek ve sonrasında çevreye yaygınlaştırmanın önemi oldukça fazladır.
İklim kriziyle mücadele etmek sadece bugünü kurtarmak için değil, geleceğimizi korumak için de kritik öneme sahip. Gelecek nesillere sürdürülebilir bir dünya bırakmak, bizim en büyük sorumluluğumuz. Bu nedenle, bireysel ve toplumsal düzeyde harekete geçmek büyük farklar yaratacaktır.
Unutmayalım, her birey fark yaratabilir. Küçük adımlar birleştiğinde büyük bir dönüşümün habercisidir. Sorumluluğu başkalarına bırakmak yerine, değişimi kendimiz başlatabiliriz. Dünya bizim evimiz ve onu korumak hepimizin görevi.