24 Kasım Pazar ‘’Öğretmenler Günü’’, her ne kadar hafta sonuna denk gelse de sosyal ve görsel medyada,salonlarda hatta stadyumlarda ,futbolcu pankartlarında büyük bir coşkuyla kutlandı.Bu özel gün,çocuklara verdiği eğitimle,öğrettikleriyle toplumun geleceğini şekillendiren,büyük bir özveri ile çalışan öğretmenlerimizin değerini,bu mesleğin ne kadar kutsal bir meslek olduğunu her yıl bize hatırlatıyor.
2000’li yılların başından itibaren manevi yüceliği ve itibarı giderek elinden alınan, yalnızlaştırılan ve her fırsatta hedef gösterilen öğretmenlik mertebesi, şu sıralar siyasi açıdan pek destek görmese de toplumun gösterdiği ilgi ile eski günlerine yavaş yavaş dönüyor gibi…
Ama daha çok yolumuz var.Öğretmenlerimizin kafalarında sıfır sorun ile sınıf kapılarından içeri girip siz velilerin çocuklarını geleceğe hazırlamaları için evvela onların yoluna engel koyan,onları sıkıntıya sokan birtakım somut problemlerin ortadan kaldırılması lazım.Çok acı bir gerçektir ki,günümüz itibariyle öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu geçim sıkıntısı ve atanamama gibi ciddi meseleler yüzünden bu özel günü kutlamayı bırakın,hayatta kalma mücadelesi veriyor..Bilmem denk geliyor mudur haberlerde ama atanamayıp da hayatına son veren gencecik bedenler var bu ülkede,intiharın azıcık kapısından dönen de mühendislik,ekonomi gibi bölümleri bitirip ya polis oluyor ya da ücretli asker…Yalnızca atanamamış öğretmenler değil,kadrolu olarak çalışan öğretmenlerin de hali pek iç açıcı değil. Tanıdığım, ahbabım onlarca öğretmen, kendine ikinci hatta üçüncü bir iş bulma derdinde. Aldıkları aylık, şu anki oluşturulan ekonomik tablonun kat be kat altında ezilmiş durumda. Geldiğimiz nokta da öğretmenlerin maddi anlamdaki yaşadığı sıkıntıları ve düşen toplumsal imajlarına şahit olan öğrencilerin gelecekler hayalleri arasında maalesef artık öğretmenlik mesleği bulunmuyor.
Mesele sadece ekonomik itibarın dengeye koyulması değil elbette. Kaybolan bazı manevi değerlerin tekrar geri getirilmesi şart.’’ Eti senin kemiği benim’’ hocam diyerek çocuklarını öğretmenlere teslim eden, güvenen anne-babaları yeniden arıyor bu gözler. Gelecek neslin kusursuz bir eğitim,bilgi ve ahlak süzgecinden geçmesini istiyorsak vatanın her bir karış toprağında görev yapan öğretmenlerimizin sorunlarını artık ciddiye almamız şart.