Farkında mısınız son zamanlarda insanların takip ettiği akımlarda bir yoğun olarak geriye dönüş var. Bu aslında hep vardı ancak bu son birkaç ayda özellikle doksanlı yılların şarkılarının tekrar remix yapılıp söylenmesi. Yeni çıkan isimlerin Sezen Aksu coverlarıyla yaptıkları piyasaya merhaba şarkıları, plajlarda çalınan parçalar ve hep en çok trend olan şarkı sözleri hep bir geriye dönüşün izlerini taşıyor. Sadece şarkılarda mı var bu dönüşler? Tabii ki hayır. Kıyafetlerde de var. Ne kadar yeni trendlerin peşinde koşulsa da klasik olan her zaman başımızın tacı. Çünkü o en sıkıştığımız en kararsız olduğumuz anlarda kurtarıcı parçalar olarak dolabımızda hazırda bekliyor. Klasik kıyafetler zaten zamansız. Bugün giyiliyor. Yarın da giyilecek. Bundan elli sene sonrada giyilecek. Tek farkı; belki üzerinde farklı bir taş bir tüy bir hareket olacak ya da kenarında bir kurdele... Ama klasik klasiktir ve herkesin her zaman her nesilde baştacı olarak dolapta bekleyecektir.
Gelelim müziğe dansa ve en çok da sanata… Müziği aslında yukarıda söyledim. Her ne kadar yeni seslere yeni sözlere heyecanlansak da, oturup dinlesek de eski ve klasik olandan vazgeçmemiz mümkün değil. Nostalji parçaları her zaman hayatımızda olacak. Çünkü onlar hayatımızın temel taşları. Çocukluğumuz, gençliğimiz, karşı tarafa adam akıllı hislerimizi ifade edebilme özgürlüğümüz ve sonraki nesil içinse hayal dünyası olarak kalacak ve yaşayacak birer pırlanta. Hep hayatımızda olacaklar ve iyi ki varlar. Bu sayede insanların kıymeti, eski ve yeni arasındaki fark daha net ve güzel bir şekilde anlaşılıyor.
Dansta da tabii ki klasik olan her zaman kraldır. Bundan vazgeçmek çok zor hatta olanaksız. Bunu da farklı kombinasyonlarla ya da farklı koreografilerle lezzetlendirebiliyorsunuz aslında. Farklı gelen burada da heyecan veriyor ve denenmek isteniyor. Bir dönem bu yeni akım sizi sarıp sarmalıyor. Müziklerle destekleyip biraz sanata heyecan katıyorsunuz. Ancak bu kısa sürüyor. İnsanlar modanın içindeki kapri pantolon gibi bir dönem heyecanla onu giyip deniyor ama asıl düz olan klasik kesim pantolondan vazgeçemiyor yine dönüp dolaşıp ona dönüş yapıyor. Dans da aynen bunun gibi… Eskinin ve temel alınanın, öğrenilirken belki zaman zaman sıkıldığınız adımların kıymeti bugün tahmin ettiğinizden de fazla… İnsanlar onu istiyor, seviyor ve vazgeçemiyor. Kısa süreli heyecanlar hayatımıza girse de aslolan hep o tek aşk kalbimizde varlığını sürdürmeye devam ediyor.
Sanatta heykele, resme, fotoğrafçılığa ve başka başka dallara gittiğinizde de onların atalarından hareketle ne kadar güzel akımlarla insanları buluşturduklarını öğreniyorsunuz. Fakat onların içinde de temel olarak alınan ve insanlara çok güzel şeyler kazandıran adımlar var ve bunlar yüzyıllar geçse de değişmez, değişmeyecek de… Belki zaman zaman farklılaşacak, belki zaman zaman insan ondan uzaklaşacak ama dönüp dolaşıp ona geri koşacak. Bir çocuğun doğup farklı yollardan geçse de eninde sonunda kollarını açmış onu bekleyen annesine koşması misali…
Sağlıcakla kalın. Dansla kalın.
Haftaya görüşmek üzere…