Her okuduğumuz kitap bizi kendi içerisine alır. Bizi hiç bilmediğimiz bir yerlere götürür. Yaşar Kemal’in İnce Memed’inde mertliği öğrenir, Attila İlhan’ın Fena Halde Leman’ın da içgüdülerinden girer sosyal gerçeklerden çıkar, beyhudeliğe kapılırsın.
Sanatçılardır, toplumları ışıklarıyla aydınlatanlar. Batıyı, o karanlık dönem Ortaçağ’ı yırtarak Yeni çağ’a geçirendir, o dönemimin şairleri, felsefecileri, ressamları. Ortaçağ’da ki skolastik düşünceyi paramparça edenlerdir o iyi insanlar.
Bizde de büyük imparatorluklarımızın kurulmasında ve uzun süre o imparatorlukların tarih sayfasında yer alabilmesine alt yapı hazırlayanlardır; Hacı Bektaşi Veli, Ahmet Yesevi, Şeyh Edebali daha da sayabileceğim bir sürü aydın.
Hem bizde, yani Anadolu’da, hem de Batı’da yani Avrupa’da çağları delerek gelen bu filozofları bizlere de aktarandır kitaplar ve bu kitapların yazarları.
İnsanın kültürlü olması, okuması ve yazmasıyla doğru orantılıdır. İnsanın kültürü toplumu etkiler, toplum ülkeleri, ülkeler de dünyayı…Buna en iyi örnek olarak Japonya’yı verebiliriz. Japonya’da okuma oranı çok yüksektir. Japonlar kültür düzeyi yukarılarda olan insanlardır. O insanlar, hem kültürlerini, geleneklerini korumuşlardır, hem de bilimsel gelişmelerde en önde ki yerlerini almışlardır. Japon markası olan eşyalar daima güvenilir, kaliteli olarak tüm dünyada karşılık görmüştür. Japonlar, hem bilime teknolojiye önem vermeleri hem de geleneklerine bağlı kalmaları tüm dünyayı etkilemişlerdir.
Öyleyse; her şeyin başı cehalete savaş açmaktan geçer. Cehalete açacağın savaşın silahı da okuma ve eğitimden geçer. Eller gider Mersin’e, biz gideriz tersine dememek için de hiçbir zaman asla geç değildir. Karar bizim.
İsmet Tanlı
2024 Adana