Diyarbakır’da Kuran kursundan çıktıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan 8 yaşındaki bir kız çocuğu, fotoğraflarına baktıkça insanın içini sızlatıcı, adı gibi kendisi de çok narin bir evladımız Narin Güran. Şu ana kadar eldeki bulgular, o adı gibi narin kızımıza aile içinden bir şey olmuş kanısı uyandırmakta…Abisi kolundaki ısırık izlerinden dolayı İstanbul adli tıp kurumuna götürüldü, bir netice alınamadı ama emniyet çok titizlikle olayı soruşturuyor, şu an da da ailede yoğunlaştı.

Maalesef, Narin, adeta toplumumuzun bir fotokopisi, sosyolojik olarak düşmüş olduğumuz durumun bir özeti olarak karşımıza çıktı.

İnsanın doğasında, kadın teşhirci, erkekte tacizcidir. Bu gerçek yaradılışımızdan, yani yazılımımızdan kaynaklı bir durumdur. Ama biz 10 bin yıllık bir geçmişe sahip olan toplumuz. Yaşanmışlıklar, yaşanacaklarla sentezlenmiştir. Ahlaki, vicdan temelimizi, sana yapılmasını istemediğini bir başkasına yapma anlayışı oluşturmuştur.

Toplumumuza neresinden bakarsan bak hep çelişki, neresinden tutarsan elinde kalıyor. Müslüman mahallesinde salyangoz satar gibi; bir tarafta o ana kuzuları ve de hep kenar mahalleli olan, o çok müstehcen, giyim kuşam ve yaşam tarzlarıyla bizim ananelerimize hiçte uymayan zavallı kızlarımız. Diğer tarafta da, cinsel açlığın tavan yapmış olduğu, yolunu kaybetmiş bir toplum. Ama şu da ayrı bir handikap ki; yaşlı amca ya da adam, sana sesleniyorum; O çocuk sana göre açık saçık giyinip te ayıp etti diye düşünüyorsun ya; aslında, o kız çocuğuna, senin göz zinası yaparak bakmanın daha ayıp olduğunu hiç düşündün mü! Onun yaptığı ayıpsa, sen niye ayıba uyuyorsun. Herkes özgür birey ama adabı ve edebi de unutmamalı. Dediğim gibi; neresinden bakarsan tutarsızlık.

Her zaman dediğim gibi, bu toplum geçmişini unutunca kendisini de unutup, kaybediyor. Ahlak, vicdan, sosyal korku, sosyal terbiye olmalı. Tanrı bizleri yaratırken, beynimize, cinselliği, türümüzün devamı için kodlamış, fakat şu anda yaşanılan çağda, ancak, okuyarak, anlayarak, dinleyerek ve örnek teşkil edebilecek insanların peşinden giderekten, o kaybetmiş olduğumuz doğru yolu buluruz gibi geliyor bana. Ülkede örnek insan kalmadı. Hep bir hafıza kaybı. Adi, karaktersizler ödüllendirilir oldu. İyi niyetli saflar da kaybeden tarafta yerini korudu. İşte böyle olmaz, olamaz. Kısa çöp uzun çöpten hakkını alacak elbet.

Hani, hala diyorlar ya, sosyal patlamalar başlayacak diye…Başlaması mı kaldı, bu yaşananlar, yaşatılanlar ne!

Şimdi toplum olarak el frenine asılmamızın zamanı geldi hatta geçmek üzere..Şu an da ateş sadece düştüğü yeri değil herkesi yakıyor. Bugün ona yapan, yarın da sana yapar. Sorun ahlak sorunu, sorun karakter sorunu, sorun toplumun sorunu. Avrupa da, toplumsal bir sorun yaşandığında, burada ki gibi değil, işin uzmanları konuyu mercek altına yatırıp, teşhisi koyarak tedavi yoluna giderler. Konuşacak, söyleyecek o kadar çok şey var ki, yazacak, söyleyecek olsam, roman kalınlığında bir kitap çıkar ortaya. Hiçbir zaman için, hiç te geç değildir, yeter ki insan istesin. Önce bir kişi istesin sonra on, sonra binler, sonra da milyonlar, tıpkı Gazi Mustafa kemal Atatürk gibi…

İsmet Tanlı

2024 Adana