Her daim yanında yer aldık, kaybetse de, inandıklarımızın düştüğü girdapta tutunacak dalı olduk(kırılmış olsa da her tarafımız) kaçmadık asla. Hatayı yapan cüce ,bizse devleştik, büyük onurumuzla.
Kaybeder de, kazanır da, insan girdiği mücadelede. Kazansa da, kaybetse de, yanında durandır; olmuş insan.
Aslında, hep kaybedendir insanın dürüstü. Hayatı hep çelmelerle dolu olan(çelme: kalleşçe yapılan bir eylemdir, sinsice-alçakça),darbeyi yakınındaki atar, uzaktan gelmez asla öldürücü vuruşlar…Sana kalan, bir varmış, bir yokmuşlarla; elde var hüzün.
Her insan nev-i şahsına ait bir dünya barındırır kendi içinde. Mesele, o dünyanın kapılarını açtığın mı! /yoksa açmadığın mı! ”O”mu doğru insan? ya da doğrularla yanlışlar yer mi değiştirmiş boşluklarındaki mi? Bizim hak etmediklerimiz-bizi hak ediyor artık, galiba..!
Meliha hayatın içindeki hayatı, sonu bitmeyen tecrübelerle, üstelik sınanarak tekrar ediyor. Galiba, ezberi bir hayli zayıf. Kafasındaki çağrışımlar hep aynı. Bir yerde biterken, başka bir yerde bambaşka hayatlarda. Yeniden başlatıyor bir şeyleri. Gayesi, galiba ömrünün kendine verdiği süreyi tamamlamak. Temiz, kirlenmemiş insan kalma çabasında hep. Ama, nedense kabak tadı veren duygularda hep. Belaları-belalıları-acıları mıknatıs gibi kendisine çekiyor. 35 yaşındaki bir kadın yolun başındamıdır, sonunda mı, ya da neresinde hisleri. Titrek konuşan hayatlarda hayaller kurşun geçirmez asla.
Meliha iki çocuk annesi. Enteresan reflekslerle dolu bir yalnız gezer.Kötü geçen çocukluğundan mı! ya da kimyasını tamamen pert etmiş olöasından mı! reaksiyonları nedense hep tüketime dönük. Bir türlü çözemediği: yumurta mı tavuktan çıkar-tavuk mu yumurtadan...!
O çocukla tanışıyor Meliha(hayatını allak bullak eden O Çocuk),işte öylesineyle başlıyor her şey. Daha sonrası trajikomik,hatta, travmatik bir hale bürünüyor her şey.Konuşmalar da yetmiyor sergüzeşt kadına, anlatacak anlatacak anlatacak,içinde tek taraflı beslediği duygularını, nedense, O'na…Aslında çağımızın insanı ne istediğini değil de, ne istemediğini biliyor. Yani hedefsiz ama çokça felsefik.
Dertsel dönüşüm bütün bu yaşanılanlar. Kurduğu aileye yıkım kararı çıkmasıyla başlayan süreç. Geri dönüşümler asla yok.'u'ya da 'z' hiç biri yok. Hataları kadere indirgeme basitliğinde, var olacak olan telkin. Yalnızlığından, arkasına dahi bakmadan kaçan insan, hedefli ya da hedefsiz, gireceği yolun çıkacağı sokaklarını bilmezse, gündüzün ortasında gece karanlığına dönüşen hayatlarda kaybolan bir ruhtur sadece. Hiçbir insan yalnızlığa gömmemeli kendini. Ömür çok kısa. Daha mantıklı, daha edepli-adaplı olduğu müddetçe dürüst insan hep kazanacak ki.
Aslında, sende, yani kendinde her şe. Sadece beyninde. Yap dersen yapar-yapma dersen de yapmaz.
Tabi ki de önce cehaletten kaçmalı. Okuyarak, öğrenerek, anlayarak, yani gelişerek. Artık dur demeli bütün kötü giden her şeye. Kimse-kimsenin hayatı için hüküm vermemeli…/Her insan kendini yaşamalı. Başkasının dayattığı hayatı hiçte bile.
Düşünüyorum da; Öyleyse Yokum..! Her insan her insanın celladı oldu nedense..!
Farklı bir insan tanıdım adı Tülay(Tülay değil aslında) şehir kızı kendini çok iyi yetiştirmiş, bir hayli insani,.İşte “O”diyebileceğin bütün donanımlarıyla, evrene boyun eğmeyecek kadar. Bir hayli yaşanmışlıklarla, kendi içinde, özgürlüğün yolunu açacak-bütün esaret prangalarını koparacak, her şeyi yeniden öğretecek-sil baştan yapabilecek, başkaldırabileceğin. Damarının içine çektiğin nefeslerde güzellikler barındırıyor. Etimolojisi evrensel, her şeyi bir anda yaşamak isteyebileceğin. Ama biliyorum, galiba, o bu dünyaya ait değil. Onunla başka bir hayatta mutlaka ama mutlaka bir olacağız, Bütün enerjimi gönderiyorum evrene, sırf onu kaybetmemek için. Ne derece etki ederse/o kadar işte...
İyinin Ve Kötünün Ötesinde Bir Yer Var Orada Buluşacağız Onunla.
Bir şey yap. Güzel olsun..
Çok mu zor ?
O vakit güzel bir şey söyle.
Dilin mi dönmüyor ?
Öyleyse güzel bir şey gör veya güzel bir şey yaz.
Beceremez misin ?
O zaman güzel bir şeye başla..
Ama hep güzel şeyler olsun.
Çünkü: “Her insan ölecek yaşta'..
Şems-i Tebrizi
Bir şey yap, hem de öyle bir şey olsun ki; kimselerin bilmediği içindeki o insanı mutlu et. O insanda başkasını. Başkası da bambaşkasını. Meksika dalgası gibi dağılsın mutluluklar-iyilikler(en ekonomik şeydir bir iyilik yapmak-mutlu etmek),Hayallere bazuka dahi etki edemez o zaman. Yoksa titrek konuşan o yakalayamadığın hayatlarda, her düşündüğünün içine düşüp, boğularak zayi olacaksın.
Jönk / İsmet Tanlı
Hayaller Asla Kurşun Geçirmez
İsmet Tanlı
Yorumlar
Trend Haberler
Meteoroloji Kuvvetli Rüzgar Ve Fırtınaya Karşı Uyardı
Avukata Saldırıya 4 Tutuklama!
"Şampiyonluk Umudumuz Var"
Şaban Zorluer Yeni Çanspor’a Veda Etti
Güzelliğin Sırrı: Saç Wax’ı Nasıl Kullanılmalı?
Belediye Kadınların Yanında
NarkoTim’e Çocuktan Jest!
Paraları Olmayınca Motosiklet Çaldılar!
Kış Aylarının Vazgeçilmez Meyvesi!
Gece Yarısı Dereye Düşen 1 Kişi Kurtarıldı