Çaya, şekere, motorine, benzine derken memur zammıyla birlikte torba yasadan çıkan ÖTV ve MTV zamları, zincirleme zam sağanağını devam ettirdi. Öyle bir sağanak ki şemsiye tutsan ne fayda…
Öyle bir ayarlama yapılmış ki sanki bu yükseliş, memur maaşlarındaki artışa denk şekilde ayarlanmış. Yani maaşı aldığınız gün ‘’elde var sıfır’’. Yani bu kadar zam çeşitliliğinin tam da memuru sevindirecek zam haberine denk getirilmesi ne kadar manidar anlamak gerçekten çok zor. Eldivenden merdivene aklınıza ne geliyorsa her şeyin fiyatı seçime sabitlenmişti. Seçimlerin hemen ardından başlayan ve özellikle haziran ve temmuz ayından itibaren iğneden ipliğe yapılan zincirleme zamlarla devam eden zam sağanağı, devamında enflasyonun tekrardan yükselmesiyle beraber, memura yapılan zammı eritecek gibi görünüyor. Başka bir ifadeyle memura enflasyon kadar zam vermek aslında sıfır zam vermek ile aynı. Oysa vaatler çok farklıydı… Seçim süresince baskılanan döviz, korkusundan kıpırdayamıyordu. TUIK, her açıklamasında enflasyonu aşağıya çekiyor, maaşlar vaatlerle gün be gün yükseliyordu. Doğalgazına kadar bedava kullanmaya başlamıştık, yani anlayacağınız her şey bedava gibi bir şeydi. ‘’Yorgan gitti kavga bitti ‘’misali seçimin ardından yaşadığımız sessizlik meğerse fırtına öncesindeki sessizlik imiş. Haziran ayının nasıl geçtiğini anlamadan, Temmuz ayı başında torbanın içinden çıkan zamlarla gözlerimiz açıldı, uyandık. Meğer sözde maaş zamları, torbanın en üst kısmına koyulmuş, alttaki asıl zamları kamufle etmek için. Torba yasanın içinden bir torba zam çıktı anlayacağınız.
Aylar öncesinden medya tarafından dillere sakız edilen, manavından kasap dükkanına, pazarcısına kadar herkesin dört gözle beklediği asgari ücretli ve memur zammı nihayet gerçekleşti. Onlar da tezgahındaki patatesin, soğanın, etin fiyatını iki kat daha yukarı güncelleyebilirler artık gönül rahatlığıyla, hani tüm memurlar artık paralandı ya!
Çok yüksek affınıza sığınarak, birkaç cümlemi de memur sınıfı içerisinde apayrı bir yeri olan öğretmen camiasına ayırmak istiyorum. Şunu çok iyi biliyoruz ki bu ülkede en iyi siyasetçiyi, en iyi doktoru, en iyi mühendisi ya da bilim insanını yetiştiren insan öğretmendir. Böylesine hassas ve kritik bir mesleği icra eden eğitim ordusunu, maddi olarak memur kesimin en alt grubuna itmek, öğretmenlik mesleğini yerine getiren insanların onurunu ciddi derecede zedelemiştir. Ortada yapılan bir düzeltme, iyileştirme var gibi görünse de bu onurlu, yüce meslek en düşük maaş alan memur grubunda olmamalıdır. Eğer geleceğin aydınlık olmasından bahsetmek istiyorsak,1 milyona yakın bir meslek grubunu oluşturan öğretmenlerimiz, en düşük memurdan hemen sonra gelmemeli maaş anlamında.