Yumurta yıllar boyunca pek çoğumuzun da sofrasından eksilmeyen temel bir besin olmuştur. Tamamı vücut proteinlerine dönüşebilen kaliteli bir besin kaynağı olmasının yanında kalsiyum, fosfor, selenyum ve kolin gibi pek çok mineralden zengin olması da onu vazgeçilmez yapan nedenlerin başında gelir. Profesyonel spor yapan bir sporcunun, karnında bebek taşıyan bir anne adayının, henüz büyüme ve gelişme çağındaki bir çocuğun, hatta büyüme ve gelişmesini çoktan tamamlamış bir yetişkinin bile beslenmesinde mutlaka olması gereken yumurta ne yazık ki sandığımız kadar masum olmayabilir.

Üretim aşamasında neler oluyor

Yakın zamanda Türkiye’den ihraç edilen yumurtaların içerisinde daha önceden gıda ve tarım endüstrisinde kullanımı yasaklanmış olan bir maddenin tespit edildiği ortaya çıktı. Nitrofuran adı verilen bu madde esasında antibiyotik ve anti mikrobiyal amaçlı kullanılan bir ilaç sınıfıdır. Fakat nitrofuran metabolitleri kanserojen (kansere neden olan) ve hormonel dengesizliğe neden olan etkileri nedeniyle gıda endüstrisinde kullanılması daha önce Türkiye de dahil olmak üzere pek çok ülke tarafından yasaklanmıştır. 2006 yılından itibaren ise Avrupa birliği üyeleri nitrofuran ilaç grubunun kullanımını sadece gıda endüstrisinde değil; bütünüyle yasaklamıştır. Avrupa birliğinin bu hamlesinden sonra Türkiye de de kullanımı tamamen yasaklanmıştır. Fakat geçtiğimiz aylarda Türkiye’den ihraç edilen yumurtalarda aynı maddenin tespit edilmesi hali hazırda ülkede tüketilen yumurtalarda da var olabileceğine dair derin bir kuşku oluşturdu.

Birden fazla risk faktörü var

Nitrofuran maddesinin gıdalarda kullanılmasının ne yazık ki tek sakıncası kansere neden olması değil. Antibiyotik direnci de halk sağlığını tehdit eden risk faktörlerinden biri. Günümüzde kontrolsüz bir şekilde kullanılan antibiyotiklerin direnci artırması bir yana, hayvanların özellikle de kümes hayvanlarının daha çabuk olgunlaşmasını sağlamak için bu maddenin üretim aşamasında kullanımı direnç oluşumunu hızlandırmaktadır.

Kanser vakalarının, çeşitli hastalıkların ve antibiyotik direncinin artış gösterdiği bir dönemde halk sağlığı açısından büyük risk teşkil eden bu maddenin gıda üretiminde kullanılıp kullanılmadığının tespit edilebilmesi için gerekli laboratuvar analizlerin yapılması ve önlemlerin alınması hepimizin geleceği için son derece önemlidir.